ÇOCUKLUĞUM
Küçük bir oyuncakçı dükkanıydı çocukluğum.
Yağmurlar altında bisiklet sürmek ve sırılsıklam çamura bulamaktı küçük bedenimi. Misketlerim gibi yuvarlanıp sokaklarda koşmak delicesine. Masumane gökyüzüne ağlamaktı belkide beni ayakta tutan . Unutmaktı bir gün öncesini görünce akide şekerlerini. Saklanbaç oynarken sonsuza dek kaybolmayı göze alacak kadar gözü kara olmaktı. Günü bir gün ile tamamlamadan, bıkmadan ,acıkmadan , uykusuz geçirmekti zamanı. Top peşinde koşmak ,ağaçlardan düşmek, yorulduğunu hissetmemekti çocukluğum. Kovalamaca oyunundaki gibi yakalanmadan büyümeye çocuk kalmayı beklemekti. ’Keşke çocuk kalsaydım ’ cümlesini bilmemekti çocukluğum. Topaçımın ipine sımsıkı sarılıp başımı döndürmesini arzu etmiştim çocukken. Annemin ’hadi sabah oldu ’ demesini beklemeden uyanmaktı erkenden . Yalnız kalmaktı bazen çocukluğum onlarca arkadaşım varken. Ebe olmaktı hayatta ,hiç bir engele takılmadan. Bir şeylerin peşinden sürüklenmek ti uzaktan kumandalı bir çocuk gibi. Ne güzelmiş çocukluğum . ’Keşke çocuk kalsaydım’ |