Yarınına…
Kulaklarımda yankılanmıştı
telefondaki sesin, bağırınca, yanlış, doğru çıkmıyor ağızdan Kötü söze hesap sorulmuyor dudaklardan Ne olurdu o yükselen sesinin haklılığını gösterebilseydin o zaman… Gösteremezdin… Haklının değildi sesin… Ne şimdi asude ne geçmişte öyleydi, ne de gelecekte koruyacaksın haklılık değerini… Gerçek değilsin, zira, Biliyorum hülyalarını tül arkasındasın yüzün çok belli… Zannettin gözler hep bağlandı oysa her şey ayan beyandı… Ali Veli kırk dokuz elli olsa daha da çok istersin değil mi? Biraz bak kendine, beyhude; yakılıp yanma, etme niyaz… Yere göğe sığmıyordun dilden düşmüyordu yüceydi adın; gerçek değilmiş şaşırdım bakıyorum, mecazmış meğer, inanılmaz! Talihlisin çarpılmamışsın şimdiye kadar bir şeytana… Bir bakarsın; dün değilse, belki bu gün, bahtın döner yarın, götüremezsin yalanları yanında yolda bırakır takılır kalır bacakların, o çok güvendiğin oyunlarına… Sevdim be hem de ölesiye, aşkla taptım sana benzetmiştim aslında seni, asumanda bir “Nurana” Kalmış olsan da yıllar öncesi incittiğin hatıralarda hatırlıyorum bir zamanları; ok gibi “doğruydun” kimi zaman gözümde ulu bir abide… Öyle mi zannettim? Yoksa o da mı bildiğimiz numara… Affedemiyorum; kapılmıştım sevdana aşkının sıcacık rüzgarına ama bakınca titriyor yine yüreğim; bu günden sonraki yarınına… Orhan ÇİMEN (orhancimen.com/?p=1342) |