NAZLI KIZyıldızsız gecelerimde tuttuğum en masum dileğimde nasırlaşmış katran karası düşlerimde açan ey nazlı çiçek bilir misin... yüreğime kanatarak işlediğim gülüşünde kaybolduğumu nice rüzgarların türküsü kamçılanırken cılız tenimde damla damla yakıyor yanıyor nefesimin ayaz yarısı dizginlenmiş keskin benliğimde tüm hiçliğimle üşüyor ve martıların çığlıklarına düşüyor katık ettiğim hasretim boğuluyorum umutlarımı serptiğim maviliklerde ak kısraklarım kanıyor kızıl olup vuruyor sahillere artık gün doğmuyor bilesin martıların gözbebeklerine ve yosunlaşmış kayaların suratında son buluyor ıslak mavi kaç gemi geçti bir bilsen sarhoş denizlerimden her sefere bir sen gelemeyişlerine hep ben düştüm oysa damar damar aşk kanardım baharlarında büyütürdüm seni göğsümün en tenha derinliğinde ılık bir rüzgar olup öperdim değerdim teninin her yerine şimdi...ya şimdi iklimlerimden göç etmiş eksik bir baharsın mirasındır gözlerimde izini bıraktığın gülüşlerin ve dudaklarıma demir atmış titrek sıcaklığın ben...ya ben yok oluşlara tam yol vermiş izci kimliğimde pusulası şaşmış rotamda kayıp bir coğrafya denediğim tüm yollarda sen bana kendimden uzak ve bir o kadar ben o kadar ki ıslaklığımda kurak gece tüm çıplak karanlığıyla poz verirken denizlerime sana ait son bir nefes ışık gözlerimde sönüyor yüreğimde eriyor sensizlik bilesin ey nazlı kız... 12/01/2008 DM |
Ahmet YILMAZ