GÖZ "AYDIN'LIĞIN" OLSUN
..... ........
Saçmalıktı biliyorum Aptallıktı belki de Ahmaklıktı Ayaz vurgunu ellerini Hârlanan yokoluşluğuma tutan Ocak’tı 14’üne dönmüştü yüzünü takvimler Çığlık çığlık yüreğimin tik taklarıydı Öğrenci Tebeşir Karne Ve Yabancılık kokulu Resmî duvarlardan sarkan Cılız mumlarını poyraza yedekleyen Aydın’lığa felçli İzbe, utangaç karanlıklarımdı Sen inadına laciverttin Eflatunumsu maviliklerin üzerine giydirilmiş Beyaz çizgili lacivert Kokuşmuş Köhnemiş Pislenmiş radikalliklere râğm Yaşama ve yaşayanlara dâir herşeye verdiğim En dişi bilenmiş En ağzı salyalı ültimatomumdu Bütün senden yana duruşlarım Sen inadına laciverttin Beyaz çizgili lacivert… Sesinin hayat bahşettiği kelimelerle Boşluklara çiziktirdiğim Sisli, flû silüetli çerçevesiz bir portreden ibarettin Yaban gelmiştin önceleri Yavan demiştim Olamazdı Nemrûdî soğukların kertme kertme üşüştüğü ellerin Toy çizgilere itirazsız yol veren yorgun gözlerin Ve İlle de saçların İlle de dudakların Ne kadar da yabancıydın Olamazdın… Yalan mıydın Yalanlanmış mıydın Yalancı mıydın... Saçmalıktı biliyorum Geleceğe dâirliklerimdeki kasislerin Kavislerin, çukurlukların Körpe anlamlarıma kalleşliğiydi Bıçak ağzı ihanetleriydi Yanında olmama sebep Niçin’ini bilemediğim niçinlerim Nedenini bulamadığım nedenlerimdi Beni aylarca santim santim kemiren Sıtma bulaşığı duygusallıkların koynuna giren Spastik, özürlü romantikliğimdi Başıboş söz dinlemezliklerimden uysallıkları soyan Kapına kapanan Ayaklarına yol alan kaçışlarımdı Her bitişte Her sonda bir adım öteye taşıtamadığım Sen inadına laciverttin… İlkokullu sözlüklerden Liseli hikâyelerden Ve üniversiteli ansiklopedilerden tanıdığım Tanışmadığım 2 satırlık kuşuçuşu tebessüm Sayfalar dolusu zindanî hüzün Ve ciltler boyu keş melankoliklerdi A:Ş:K Yaşamın kirli ütüsüz yakasından Beni ölüm lekesi gibi düşüren Ve Seni soysuz bir yarım kalmışlığa düşündüren Köpeklik yapmayan Köpeğe yalanmayan diktatik kurallarımdı… Alfabeyi henüz öğrenmiş çocuk masallarının kahramanlığıyla Sonsuzluğa yürütürdüm Kalemi kırılmış ölümcül kararlarımı Kırılgandım İnkılâplarla restleşen yobaz gevezeliklerindi Şakaklarıma krampları süren Paronayak sakınmaların vardı Taşeron-topal kıskançlıkların Gazap bestesi yakınmaların Kırardın Namlusu alnına batan Tetiğine dokunmaya bir atımlık cesaret bekleyen pişmanlığımdın Olmazlığın, imkansızlığın mayın hasadında Tel örgülü yasaklıklara ayak izini bırakarak dolaşan Kağıt şövalyeliklerimdin Proleter devrimlerin eli silahsız bayraktarıydın Kapanmış cephelerden çekerken askerlerimi Kum kalelerimin burcunda sancağımı dalgalandıran Sen yine laciverttin… Bâkir şehrimin el değmemiş gecelerine Gündüzlerine düşürdüğüm Soyguncu senliklerdi… Bilseydim eskitmezdim Çiğnetmezdim ayaklarına yollarımı Köyümün göynük, kavruk dudaklarına Yağdırmazdım seni sicim sicim Pusu kurup Prangaların soğuk pasına sardığın Delibalta haydutluğumdu heeeeyyy…! Boynundan zincirlerini alıp İtlâf ederek kanatmazdım En kuduz yanlarımı bilseydim… Seviyorum demiştim Dönemezdim… ..... ........ |
ÇOK GÜZEL ANLATIM
OKADAR MÜKEMMEL DUYGU SELİ
AKIŞINA KAPILMAMAK İMKANSIZ
DEĞERLİ PAYLAŞIMINIZI KUTLARIM