TEPE -Bir Düşülkenin Yurt edinme Öyküsü--Bir Düşülkenin Yurt Edinme Öyküsü- l. Ben tek başımaydım. Çocukluğumun kıyısında yüzdürüyordum taşlarımı. Sonra onlar geldiler: Düşlerine boyun eğen dik kafalılar! Kocaman yürekleriyle yorumladılar hayatı. Çocukluk düşlerimiz saçıldı orta yere: Birbirine karışan izlerin taradığı bellek. Kim eğilmeden geçip gidebilir onun gölgesi önünden yaşamı karşılamaya! ll. Düşlerimize yer aradık. Erden argıtlar yol verdi. Birkaç adımda özgürlüğü denedik. Yazgımızı karıştırdık bir tepeninkiyle. Bazen bungun aylar çevirdi sayfaları. Bazen şimşekler yılları böldü. Gündeşti acı ve coşku orağın adaletinde. Savruluyordu her şey imgelemin o daracık harman yerinde. Açık yüreklilikle ulaşıldı oraya. Yıllanmış yenilgilerin kahrıyla kabaran toprak yadsımadı hiçbir adımı. Çakmaktaşlarının insafsız sınavında berkitildi beden ve tin. Çocuklar parmak uçlarından başlattılar özgürlüğün yürek atışlarını. Ve “Tepe” oldu orası. Geri dönmeyi yedekleyerek yola çıkanların paramparça oldu düşleri kayalıklarda. Düşbazlar yankılarını bile götürdüler sır gibi sakladıkları aldaçlarının terkisinde. lll. Tohumun çıtlayan ürpertisini, yorgun toprağın aceleci su içişini bir ikindi vakti öğrenebilir Tepe’nin çocukları. Kanatlarında güneşin altın tozlarını taşıyan arının gizini, dupduru bir öpüşün bütün ömre sığabileceğini bir ikindi vakti öğrenebilirler. Öğrenirler ve susarlar! Susarlar: Tepe’de kocaman üşür ay! Kocaman düşlerin gebeliğinden. Bir şafak öncesi fırlayıp gidebilir gecenin en dingin yerinden. Yalnızlığın gökadasında açar düşülkenin göğem çiçekleri. Kaygıların toprağında ışıldaklardır. Umudun gölgesinde hep yanacaklar... hep yanacaklardır...! ŞERİF ERGİNBAY |
BAŞKA SÖZ DEMEYECEĞİM....