Eylül
Hilal kaşlım sanadır feryatlarım,
Eylüllerde söküldü tırnaklarım. Can veren yiğitler uğruna, Kıyamete kadar yaşayacak bu dava. Kümbet yürekler dolmuş dumanlarla, Eylül denmiş o çocuğun adına. Yıllardır gizli kalmış bilinmeyen hizmet, Kızıl elma yüzünü elbet gülecek. Destandır, bilinmez Erciyesin tadı, Gönüller birdir, bozkurttur adı. Eylülün anısına yaşanmış yıllar, Şimdi cesur yürekler namazını kılar. Gözleri balçık sarmış, görünmüyor sevda, Dua taşıyan melek, parmaklarımın ucunda. Birden otağ kurmuş on altı gönül, Şimdi unutuldu o kara eylül. İnsanlar sarılmış kefendir gömlekler, Gelinlik giymiş ağlıyor bilekler. Yağmur yağmış küllenmiş sevda, Görünmüyor artık ağlıyor rüya. Kaynamış sular taşıyor yüreklerden, Eylülü gördüm bir gece hilallerden. Kimse gitmez artık gariban köyüne, Kuşlarda varmaz gayrı hüzünle eylüle. Gün dinin günüdür, ilimler ulu, Haktan emirdir, kelamı oku. Mazide kalmış artık ilimsiz eylüller, Gönüller bir olmuş çoğalmış sevgiler... Furkan Güler |