yağmur şafağı
yağmur sonrası sen koktu ortalık
nefesim açıldı ciğerlerime işledin sanki yıllardır sigara içen ben değilim oysa ne güzeldi senin tiryakiliğin elimdeki kahvem ellerin gibi sıcacık ve güven veren köşedeki kitap sen gibi yarım kalmış okunmayı bekleyen anılar rüzgarda cilveleşiyor açmam camı içeri girerler sonra kahvem soğur da o narin ellerin üşürler cama vuran damla seni sordu şu yalnız serçe sana uçuyor güneş ufuktan yüzünü gösterdi gülerek umuda selam veriyor anladım ki bende nefret yerini şefkate bıraktı sende anlamasın ki umut bize çok yakındı yürek hala seni sever belli gel de azat et hüzün denen illeti... |