SANTİMENTAL SAATLER 2
Ben seni yabancı ama bir o kadarda tanıdık
hayallerinden aşina olduğun ruha bürünüp bedenimi sağ yanına gölge etmek için sevdim. Ben seni bildiğin yalan sözlerden öte hiç duyulmamış Leylanın bile içinden geçmemiş güneşi ay’ı yıldızları taşı toprağı karıştırmadan gün görmemiş şiirlere satır satır dökmek için sevdim. Ben seni ne çeşme başında bekleyen köylü kızların utangaçlığında ne de sosyete cilvelerinde bulmaman için delikanlı gibi dilim ne dediyse yürekten ne geçtiyse karalamadan düşünmeden set çekmeden sınır çizmeden dünyayı memleketi sanan bir deli gibi ne bir kurala ne bir anayasaya ne de bir günaha köle etmeden usul usul değil sessiz sedasız değil nazla niyazla değil asi bir şavaşçının siperde ölümü beklemesi kadar korkusuz umarsız sevdim. Ben seni tüm masum bebekler adına yalansız riyasız dünsüz bugünsüz yarınsız hangi anındaysam hırçın zamanın içine işleyip dünyanın en korkunç en karanlık en soğuk mağarasında sana kavuşmak adına gözümü kırpmadan yıllarca uykusuz aç susuz bekleyebilecek kadar gözü kara sevdim. Ben seni ne bir şiire sığdırmak için ne de doya doya yaşamak için sevmedim. Ben seni sırf acı çekmek için sen deyip duvarlarla konuşup hayaline dertleşeceğimi seni yine sadece sana anlatacağımı bile bile körü körüne şuursuz ussuz katıksız sevdim… Ben seni; hiç kimsenin hiç kimseyi sevmediği kadar sevmek için sevdim. Ve Ben seni sende beni sevesin diye sevmedim. Bir gün seninde içinde bir fırtına kopacak. İçine düştüğünde aşkın sızısı Bulabilirsen eğer karşında böylesine bir sevda Bekletme daha fazla sensiz bu bedeni Durma! Umudun bittiği yere O an ellerinle göm beni…. Ayşe Elif OKUR |