İHANETİ VURDUM ALNINDAN...
İhanetin mesken tuttuğu yüreklere giriş çıkış kolaydır.
Sıkıysa benim yüreğime girde göreyim seni... Bugün pazar yağmur yağıyor dışarda. Hatırlarsan yine böyle bir gün böyle bir havada gittin. Kıpkızıl bir havada çakarken şimşekler sen yoktun. Şimdi sus ve dinle beni. Ben konuşacağım bugün. Gözlerimde nefreti dilimde sitemi göreceksin. Acıysa acı ölümse ölüm... Bugün herşey olması gerektiği gibi olacak. Bugün ölmeyecek kimse. Meydan okuya okuya ölüme sana gelecekler sana. Hesap vereceksin herkese. Kafesteki kuşumuza. Ve senden sonra kapanmayan gözlerime. Bahçedeki çiçeğe. Elin neye deydiyse hesap vereceksin hepsine. Sahte gözyaşların bile korkacak senden. Kabul etmeyecek seni ellerin. Ve bir akşam üstü bıkacak kalbin gidişlerinden. Atmayacak bir daha. Can vereceksin can sürüne sürüne. Söylesene bin kez öldüm ben sen gittikten sonra. Revamıydı bu yapılırmıydı bu kalbime. İhanetinden bir tesbih yapsam kendime. Ve öldürsem hayalini bu gece. Uslanmaz yüreğim. Kalbimin haykırışları susmaz. Bu yüzden istemedim hiç ölmeni. İhanete uğraya uğraya bana yaşattıklarınla ahımla öl sevgili. Ve bu şehirin göbeğinde herkes görsün can çekişini. İbret olsun ihaneti sevenlere. Yanmasın kimsenin ciğeri benim gibi. Dedim ya ihanet ağır iş sevgili. İhanet sevgiyi özlemi bilmeyenlerin işi... |