Şimdi Büyüyorum Büyüyorum Mekke…
Şimdi Büyüyorum Büyüyorum Mekke
Yerin göklerimde Mekke Şimdi büyüyorum büyüyorum Mekke… Süt beyazsın Mekke soframda Şimdi büyüyorum büyüyorum Mekke… Aşkını buldum aşkın bembeyaz Şimdi büyüyorum büyüyorum Mekke… Sütün bembeyaz yüzün bembeyaz Şimdi büyüyorum büyüyorum Mekke… Yerin göklerimde Mekke Mekke büyüyorum sofranda... Toprağındayım Mekke Çınar gibi maviliğe yürüyorum... Mekke büyüyorum sofranda... Sofranda büyünür Mekke Bu günü diledim seherlerde Maviliğine açtım ellerimi göklerin Nehir gibi aktım geldim Engelleri yıktım geldim Mekke Mekke büyüyorum sofranda... Geç kaldım geç kaldım mekke Büyüten iklimine Güneşine Ateşine... Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Pervanesi olduğum şehir Mavi denizim dünyanın kalbi... Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Işıkların damarları dünyamın Gökler sende tarla bulutlar kara koyun Göklerinin maviliğinde Bozulur oyun Baktıkça bu mavi göklere Bükülür boyun... Göklerinde bir adres Arıyorum … Büyüyorum Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Bahar gelmiş bahçeme Meyve dalında meyve Eylülde soyunur ağaç Dalları duadadır… Kollarım ağaç dalları gibi Açık göklere Secde secde Gönlümde bir saray Kuruyorum Büyüyorum Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Yolum bir nehir Secdede su Damla damla Gül izlere yüz Sürüyorum … Büyüyorum Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Adı anıldıkça Kanatlandı uçtu rüzğar Rüzğar kanatlı Gönlüm atlı Adım adım Ateşine giriyorum Mekke … Uçuyor gönlüm sılasına Büyüyorum Mekke çınar gibi Bir nehir gibi koşuyorum denizime Yıldız yıldız Yırtıldı gece Ayet ayet Çözülür yıldız sayısınca bilmece Ayet ayet Zincirlerimi Kırıyorum … Ve büyüyorum Ve koşuyorum felaha... Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Şükür Allah’ım şükür büyüyorum Büyüyor maviliğim Oyuncaklarını attı çocuktu gönlüm Sende büyüyorum büyüyorum Mekke… Alnımı kırbaçlıyorum... Yerin göklerimde Medine... Medine sofran ballar balı Yağma olsun malım... Medine büyüyorum sofranda Büyüyorum Medinede Gönlüm gül izler arıyor Medine’de … İz iz yürüyorum Büyüyorum Şu gönlüm Veysel Karani Ah develeri hala önünde mi o gönlün Veysellerle iz iz yürüyorum Yürüyorum aydınlığa Büyüyorum aydınlığa Rasul’ün gül kokusu gelir uzaktan Yanar Veysel Gül olur Veysel… “Dünya gözüyle görmedi güneşini” Kırdı otuz iki dişini... Kırılır otuz iki diş o güneş uğruna Gül kokulu Gül okulu Bir sofra Büyüyorum İstanbulda şimdi Hırkası en kıymetli gül … Kokla öp Veyselim Güneş onda Ay onda Aşk gül onda … Büyüyorum şimdi Gönlüm bir evren kadar İstanbul. Yerin göklerimde İstanbul Büyütüyor gönlüm bir acıyı şimdi Büyüyorum Göklere yürüyorum... Bu çölde iz çiçekleri gönlüme Hacer –ül-esvedde ellerinin çiçekleri Medine’sinden uzak sevginin Mekke’sinden uzak sevginin En güzel gülün uzağında gönlüm yıllar yılı… Ayaklarımın altında o geçen kış günler Geç kaldın Veysel ’im Medineye Bitmemiş bir dağ cümle gibi Hikayesi önünde Veysel’in şimdi Büyüyorum Medinede nurlu sofrada gönlüm Varlık ağacı aşk meyvesi verir onda Eylül rüzğarları esmesin aman yaprağında Bahardan payını alır gönlüm Büyüttü maviliğimi Medine sofrası Bir daha nasip ol bana bahar günleri... Dertlere derman bu aşkta Büyütür gönlüm bir hasreti şimdi Özlenir Mekke Bahar var gönlüme Güneş var ömrüme O güzel Mekkede Yürüyorum sevgiye Beytullahta nur yağmuru Bu sabahlara ölünür Dünyanın gülü Mekke... Yürüyorum sevgiye Berrak bir nehir olur seccadem Maviliklere giden sandalım Masmavi deniz gibi seherler Gönül mevla ile hep... Onlar ne güzel günler Allahım adının bülbülü dilim Cömertliğin gülü elim Gözüm seccade pınarı... Ne güzel gündüzler -geceler Ezanlar çağırır kullar koşar Aşkta dirilmek var Felaha ermek var... Yaylalar var gönlüme Bin defa nasip ol bana o bahar günleri... Bal var sofranda Mekke Ayrılış var Mekkeden neden Gönlün hamuru Mekke kokulu Yürüyorum sevgiye Mekkeden ayrılırken ağlar göz Başlar derin hasret Nereye gitsem gurbet Büyüyorum Mekkede Hatırlamıştım o günü O gün ayrılmıştı nebi Mekkeden Gönlü mekkede Beden gider gönül mekkede kalır Gördüm su suya aşık Göklere çıksa Bakar denize Gönlü akar denize... Büyüyorum Mekkede Ayrılış var Mekkeden neden İnandım dal kopsa ağaçtan Gönlü ağaçta kalır. Işık ışık büyüyorum Işık ışık yürüyorum Ey güneşin doğduğu yer Dünyada var mı sana denk bir yer Ey Mekke gönlüm sende kaldı Kainat kadar büyük gül güldür onun sevgisi... Büyüyorum şimdi çınar gibi nurlu toprağım Evimde iki rekat namaz kıldım Bahar bahçesine yürüyorum Büyüyorum şimdi Başlarken "Kutsal yolculuk" Mekke bir gül gibi çizildi hayalime Gönlümün rüzgarlardan sorduğu Mekke Namazım ışık ışık Büyüyorum şimdi Valizim elimde Bir kelebeğim... Geçen zaman, bahar rüzğarı... İçim sevinç dolu Dışım ışık ışık Bir yıldıza uçar gibi uçağımız Başın göğe erdi gönlüm Büyüyorum Eli yüzü kirli çocuktun O gül toprağa değince ayakların Bahçen çiçek açtı Mekke`desin gönlüm Nurlar ülkesinde Uyu gönlüm büyü gönlüm Nurdan yataklarda Beytullah yedi kat semaya varan nur... Nurlu Hira Nurlu mescitler hey Şu rüzgarlar yakasını yırtar Öpüp taşını toprağını bu şehrin Büyüyorum şimdi Şükür nasip oldu görmek seni Işık ışıksın kutsal şehir Aşkın çölünde bir nurlu nehir... Gel o güzel gün Bir papatya gibi Açayım toprağında Arafat’ın Dua dua açacağım içimi Arafat Ve diyeceğim Ağart içimi Arafat Arafat rüzgarında yak beni Yanmaya pişmeye geldim Allah’ım Arafattayım düşüncem süt beyaz şimdi... Büyüyorum sofranda Arafat Büyüyorum şimdi Alnım öp toprağını Müzdelifenin Müzdelife bir serçe kuşu alnım Daldan dala uçan öyle hür öyle sevinçli İçim içime sığmasın Müzdelife Bakışlarımda tat... Müzdelifedeyim Müzdelife ay gibi... Büyüyorum. Topla taşları gönlüm Topla yıldızları Minada at oyuncakları Gümüş sevgisini Dinar sevgisini... Bir akşam ki, Ayrılık güneştin tepemde Sular yandı içimde... Ayrılık ah ayrılık Ayrılık ateşten dağların var... Ayrılamam Mekkeden Büyüyorum Medineye bu yolculuk Unutulur mu Medine Medine bu bahçenin unutulmaz gülü Gece ki ışık ışık Yolunda iki cihan serveri Medinenin... O ışıklı yolculuğu anlatsın gökte ay Medine gönüller için bir Nilsin bu çölde Nerde devesinin ayak izleri... Hangi buluttu ona şemsiye olan... Büyüyorum Taifi de gördüm İçimi kanat Taif ... Ah Taif Taş vardı elinde Kabilin Ve senin elinde taş Ey gölgesine çağıran ağaç neredesin Gölgen üzüm tadında Büyüyorum Ve Uhut`a vardım Ah Uhut Karanfil bahçesi Uhut... Uhut Hamzayı arıyor gözüm Taşa toprağa Hamzayı Sorar özüm .... Toprağı gamlı Uhut Nerde kırmızı karanfilim Ey Uhut hangi taştı dişini kıran Büyüyorum Bir gün vardım Bedir`e Rüzgarı ağıt okuyan Bedir’e Sordum Bedire: Bedir Nerde aslanların... Bedir kuyu kuyu Anlatır nurlu uykuyu... Mekke mekke güzel mekke Büyüyorum büyüyorum Pervanesi olduğum şehirsin Mavi denizimsin dünyanın kalbi... Gönül bir çocuk olur Mekkede Şükür edilmeli Allah’a sonsuz şükür Oyuncakları atıyor çocuk gönlüm Şimdi büyüyorum büyüyorum Mekkede göklere |