AĞIT
önceleri her şey sakindi
bir tas su kadar berrak ve sessiz ve bir dalga gelip üzerinden geçinceye dek her şey bembeyaz ve her şey buğulu çünkü gözlerde perde akıllarda ben vardım bir ben vardım ki beni yaratan ve bir ben vardı ki sessiz bir gecenin karanlığında, kokmuş nefesiyle rüzgara kafa tutarak titreyen ve bir ben vardı ki bu gece ölecek olan onu istiyordu gözlerinde ve bedeninde acı verirken şehvetine takılıp kalan bir ben vardı bu gece gece karanlık ve yalnız ışıklar gölge, gölgeler sensizlik dolu aydınlık yokken karanlık boşluğumda bir sen vardın parıldayan o saf taze ışığınla ve artık gidiyorsun ey kadın! ellerin ellerimden kayarken hatırlıyorum yüzünü gülüşünü hatırlıyorum ey kadın bak bana! bak ve gidiyorum de sakince! haykırışlarım senin için ve tüm bu acı çekişlerim ruhum hiç olmadığı kadar büyük bir ızdırabın eşiğinde şu an ve seni özlüyorum kadın! seni giderken bile özlüyorum artık yoksun ışığın sahte dünyasında kaybolurken yüzün bir ben hatırlayacağım seni başkası değil ve asla olamayacak bir başka hayat ve bir başka dünya kadın! git artık ve bana bir merhaba bile deme sakın dağlanmış ruhumuzdan erittiğin parçayla varoldun sen ve aynı özde yok olacaksın meltem-serin bir yaz sabahında- şarkılar-anlamsız kırık notaların birleştiği yürekte- ve ben ben yokum artık o adam öldü kardeşlerim kollarınızda verdi son nefesini o artık giderken ve sizler dahi göremediniz onu göremeyeceksiniz çünkü sadece bana elveda dedin sen kadın! ELVEDA! |