AYAZ VURUR
Ayaz kırbaç gibi vurur bedene
Titretir mi seni küçük bebeğim Ağlamam da bizden gayri gidene Sen benim canımsın kutsal emeğim. Ereğli de rüzgar serin esiyor Varlık dünden razı bize küsüyor Soğuk bıçak olmuş teni kesiyor Kilerde yok tane pişmez yemeğim. Pencereler naylon pervazı delik Ne odun ne kömür,yok ki metelik Kurumuş kemikte kalmamaış ilik Askerde uzakta yetmez direğim. Komşusu aç yatan bizden değildi Genç bir yaşta boynum yere eğildi Yavruma doymadan yuvam dağıldı Ağlanıp sızlanır acır yüreğim. Ocağına ateş düşmeyi görsün Felek sana baksın ağını örsün Bir uçtan bir uca bahtını gersin Çay suyunu koysam yok ki çöreğim. Babasına haberi nasıl etmeli Bağrımda bebeğim nere gitmeli Hızır gelip bana bir an yetmeli Millet bahar yaşar,bense kurağım. Kaderim böyleymiş isyan edemem Ağlarım yavruma garez güdemem Sökük bir çul ile yaza gidemem Ağlayıp dururum nerde durağım. Oturup koltukta beni okuyun Çayınız gelmiştir şekerin koyun Hayat bir bilmece,sanki bir oyun Saçımı tarasam yok ki tarağım. Benimle ağlaşır bana üzülen Gözümden yaş değil,kandır süzülen Odunsuz kömürsüz var mı ezilen Sarınsın yavruma kara toprağım. Talibi demiş ki utandım durdum Ben de merhametin saatin kurdum Boş bağrıma bakıp beynimi yordum Tomurcuk olmadan soldu yaprağım. (Ereğli de 25 Aralık 2013 te soğuktan donarak ölen Ayaz bebek anısınadır.) Talip KAZGI 30 Aralık 2013 P.tesi Saat : 15:10 KONYA |
bütünüyle insanı hayatı sorgulamaya yönelten dizeler.. kaleminize sağlık