HÜZÜN YANIĞI AKŞAMLARHüzün yanığı buğdaylar kavurdum avuç avuç yiyip te şükürler etmek için. Hüzün kokulu yokluğun içinde efsuni duygular avutur beni. Üzerine içtiğim bir avuç su açar boğazımın tıkanmış yollarını. Öyle de böyle de olsa yaşarız biz. Halimize şükretmesini biliriz biz. Fildişi kuleler yükselir etrafımızda, sanırsın başları göğe erecek. Kız kulesi masum kalır ihtirassız mütevaziliği ile. Yaksa da gökteki güneş derinimdeki duygulara asla erişemez. Kaybolur ışık,kaybolur ısı, Anadolu kokulu yanık tenimde. Ahh yürekleri yasemen kokan güzel insanlar ! Ne zamandır yoksunuz aramızda. Dünya çok değişti sizler gideli. Atınızın bastığı taş yollarda sesi duyulmaz oldu nalların. Kucak kucak deste taşıyan elleri kınalı analar hani ! Ojeli tırnaklı analar, bebeler büyütürler hazır bezlerle. Bakışlarda masumluk görünmüyor artık her bakış bin bir şüphe dolu. Kim nereden vuracak bilemiyorsun. Bu muydu bize vaat edilen gelecek. Biliyorum hüznüme prangalar vurulacak bir gün. İçime gömdüğüm duygularım birer kelebek gibi uçacaklar aheste aheste. Hüzün yanığı akşamlarda, yesem de bir avuç kavrulmuş buğday Bana tebessüm edecek güneş bana göz kırpacak gökteki ay. Talip KAZGI 20 .09 .2017 |