* GECENİN ÜZGÜN ÇİÇEĞİ *
Dudaklarında kırgın bir sevinç, buruk yüzlü bir kız,
Piyano çalıyor gizli bir uçurum gibi Tuhaf... Efesli Helena’ya ne çok benziyor yüzü Yanaklarına yaşlar iniyor, gecenin dargın çiçeği Sen, sürgün kalabalıkların sultanı Flütümle avun bela etme öfkemi Kanatlarına sığındığın şövalyeler ölüm hükmünde Suskunluğun kar etmez tenindeki yarana. Benliğimi gölgeleyen sen miydin? Bu kentin ihtiyarını senden duydum Heybem hâlâ aşk mektuplarınızla doludur İsteseniz de okuyamazsınız kahrolası bu ayrılığı, Meğer dipsiz bir uçurummuş tutunduğum eteklerin Bilirim, bir tebessüm bile yeter kalbini talan etmeye Ne zaman bakışlarında bulsam kendimi, Solgun bir menekşe kokusu yayılıyor her yanıma Aşkla örselenmiş en romantik sahillerindeyim bu kentin Bir şarkı gibi dilime dolanır konuşkan ellerin Yüzünü her düşündüğümde, gururum yemin olur, O çocuksu çıkmaz sokaklarımda. Nuri Dağdelen 17/12/2013 |