Dün Bu gün Yarın...Dünden Önce; Nereye kadar gider bu çıkmazlık! Sokak çıkığı sevmeler..! Yankısız seslere dönüyorum ey! Anlıyor musun? Ağzımdan akmıyor artık mevsimler... Nerde aşkı emziren kadın? Dökülmüşüm açlıktan.. Vakit ateşe kısır bir kılıç Ben kınındaki külmüşüm... Dün; Şiir yüzlü! Ben her sabah siyaha yatıyorum Koynumda mezarlıklar.. Yine sen.. Sen yine şiir kokuyorsun.. Ellerime boşluklar yağıyor.. Karanlık yazıyorum, karanlık yaşıyorum. Olmuyorsun.. Giydiğin hiçbir yalnızlık bana benzemiyor... Bugün; Yandım diye üşümeyi bırak kadın! Güneşlerini tükürdü yüzüm, Küfür gibi kanayan dudakların Ahrazlığımın ırzına geçeli beri...! ...küflenmiş şairler giymekten usanmadın mı...! Yarın; Hani Yakana yapışmıyorsa artık mavi, Giydiğim hiçbir yalnızlık üstüne yakışmıyorsa, Çamura yatıyorsa kalabalıklığın, Dilime k/üflenen fırtınalar gözlerimi bıçaklar.. Hani kanamıyorsam artık üşümenin aklığına, Hani tatsız tuzsuzsa yaralarım, Beni kandığım ses-sizliğin aklar.. Sen sus.. En sus... Ben sana Kendi ellerimle, İntihar süsü verilmiş ölü çığlıklar koleksiyonu yapıyorum... |