Onların içinde yalnızdım
Sohbet ediyorduk, kahkahalar atıyor, bazen dalıp geçmişe hüzünle bakıyorduk.
Her şey güzeldi yerli yerindeydi, tepemizdeki ağaçların yapraklarının arasından güneşin sıcaklığı okşuyordu tenimizi, Kahvelerimizi yudumlarken birden yüreğimin sahibi geldi, onu hiç kimse göremiyordu duygularımı kucakladı, yüreğimin elinden tuttu ve haydi gidelim diye mırıldandı kalbime. Coştu yüreğim, mısralar ile yalnız kaldım, kabardı duygularım onlarca kişinin gözünün önünde bulutlar üstünde dolaşıyordum. Ey hasret-keş biçare divane gönlüm Mahrumiyetin ile nasıl mutlu olurum Yokluğunla kavrulurken deli yüreğim Bezm-i Safa’da eğlenir mi vücud-u hissim Ey yokluğunu kucakladığım ranam Hayalinle her daim bak mesut yüreğim Sen çağırırsın da, sana yol almaz mı kalbim Bırakıp âlem-i zevki gelmez mi hayalim Farkına vardım ki onların içinde yalnızdım, oysa onlar onlarca kişiydi. HASRET-KEŞ : Özlemiş, özleyen, hasret çeken. BEZM-İ SAFA : Eğlence meclisi, eğlenmek için toplanmak VÜCUD-U HİSSÎ : His ile bilinen vücud. Hisse aid vücud, varlık. Duygulu cesed. Müslüm Taş 17/12/2013 |