" ya kurşuna diz ıslak martıları "Saat yirmi dörtte, Gökyüzüne bıraktığım bütün kuşlar kanatsızdı, Sana yazdığım bütün mektuplar pulsuz Kirli sakallarımdan korktum Ve gözlerini sarhoşken düşürdüm kayıtlarımdan Oysa ne kadar çocuktum seni koklarken Yine somurttum bak Saat gecenin ikisinde, Deniz’i olmayan bu şehirde Gözlerine demirleyen her şilepi kurşunluyorken Aniden düşüyorsun aklıma Genzimi yakıyor bir duble martini gibi Birden bire kayboluşun Yorgun kar taneleri üstünde uyuklayıp, Annemin tekrar beni sancılı doğurmasını bekliyorum Ne bakışlarımın bakışlarına yakalanma telaşı var, Ne yalpalayan düşüncelerimin kaldırımlara düşer gölgesi Sen sevdiğini unutur, Yağmurlar kirli saçlarını yıkarken gülümsersin Saat sabahın altısında, Perişan doğan güneşe yine bakamıyorum Bir nihavend şarkı gibi köpek havlamaları Benim içimde ki serseri çocuk irkilerek uyanıyor Sorgulamadan öpme dudaklarımı Ya seni sevdiğimi itiraf ettir Ya kurşuna diz ıslak martıları uytun..... ( ömer töme ) |
sizi okumak büyük keyif..
teşekkür ederim