Ne benim yaşım başım
Ne senin taze bahar oluşun
Değiştirmeyecek yazgımızı
Biliyorsun değil mi


Aşkın özlemin ve sevdanın yaşla başla ilgisi yok.
Beden yaşlansa da gönül hep aynı kalıyor.Hele naif yürekli şairlerin
Yüreği herzaman aynı aşkla çarpıyor.

Yine duyarlı gönlünüzden cevherler dökülmüş.
Beğeniyle okudum.Gönlünüz şen olsun.selam saygılar.

Aslında herşeyin değişmesini bazen ne çok isteriz de bunu ne kaleme dökeriz nede dile

sanki söylendiğinde ortalık karışacak gibi gelir...

Yaşını başını almışsın aaa ne ayıp mı denir...Yada söylense yüreğin közü dinmezmi

neden ikinci kıtada yaşa dem vuruldu diye düşündüm sizi tanımasam buna başka bir yorum bile yazardım yazmasına da... sizin yüreğinizdeki sizi bildiğim için güzel bir kurgu üzerine yare sesleniş diye düşünerek haydi şiire devam dedim...

ya sen ya ben ya biz miyiz demiş demesine o duru kalem..

her zamanki tadında her zamanki güzelliğinde ve maviliğindeydi...

Kaşif hocam " başka yere bakmayıp sadece size baktık " :))) o bize yeter diyerek

dizelerin güzelliğini kalemin güzelliğinin kaynağı olan o koca yüreğinize

selam sevgi ve hürmetlerimle saygılarımı yolluyorum...

Baharı beklerken ömrüm kış oldu
Gözümde her zaman biraz yaş oldu
En güzel duygular bana düş oldu
Yorgunum dostlarım yorgunum artık
Vefasız yıllara dargınım artık


Tutmadı ellerim sıcak elleri
Duymadım aşk denen tatlı sözleri
Taşıdım ömrümce acı izleri
Yorgunum dostlarım yorgunum artık


Vefasız yıllara dargınım artık
İçimde ateşler söndü kül oldu
Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu
Yar bildim o bile bana el oldu
Yorgunum dostlarım yorgunum artık

Not : Bu Şanat müziği şarkısının bestesi Selçuk TEKAY'a aitmiş
ancak güftesi kime ait bulamadım. Bilen varsa ve paylaşırsa
mutlu olurum.

İnsan su misali, genellikle durudur ama bazen coştuğu anlar da
olur elbet. Öfke, nefret, karamsarlık sevda ve sevgi.
Hepsi insan içindir, değerli öğretmenim, benden elaman ettiğinizi
biliyorum yani bunu açık ve net olarak yazdınız ama huyum kurusun
bu saatten sonra değişemem bunun için hiiiççç kusura bakmayın.

Doğruya doğru...Bakın ben şiir yazıyor muyum, çünkü yazamıyorum,
çünkü içimden gelmiyor, çünkü şiirlere küstüm...Hemen alınmayın sizin
şiirlerinizle derdim yok.




Aslında şiir ya da nesir hangisi olursa olsun, genel bir tanımlamayla
EDEBİYAT insanların iletişim kurma gereksiniminden doğuyormuş.
Hal böyle olunca şu iyi ya da şu kötü demenin pek bir mantığı olmuyor
elbet...

Sanatlı şiirleri yorumlamak için de henüz ben yeterli donanıma ulaşamadım.

Yani demem o ki,
EDEBİYAT bir sanat dalı olarak duyguların dışa vurumu ise,
bunu da herkesin dilinin döndüğünce yapmasından daha doğal
bir şey olamaz.

Yani demem o ki, duyguların dizelere yansıması güzeldi...

Kutluyor saygılar sunuyorum....

Yukarıdaki şarkı sözü mü....????

Şiiri okurken dinlediğim şarkıydı,
böylesi melankolik bir şiir de ancak böyle bir şarkıyla okunurdu....



AYRICA;

Zaman içinde birbirimizi özlesek
Ya da bin pişmanlık içinde
Bir küsüp bir barışsak
Hatta arayıp sormasak
Değiştirmeyecek hayatımızı
Biliyorsun değil mi

Bu öbekteki, bir ve ikinci dizeler;

Zaman uzadıkça birbirimizi özlesek,
Ya da pişmanlıklar içinde
Bir küsüp, bir barışsak....

diye devam etse şiir nasıl olurdu acaba diye,
düşündüm bir süre...



haticeak tarafından 12/16/2013 1:56:30 PM zamanında düzenlenmiştir.