BONAPARTE MEYDANI 2000
Bonaparte Meydanında seni gördüm
gayri yaşlanmıştın fransızdı yanında biri vardı zamk gibi kalmıştın enteldin bir gazete vardı kahveni artistçe yudumluyordun ben o kadar Türkiyeden gelmiştim Orhan Veli Kanıkın bir şiir kitabını getirmiştim bir de Çanakkale Hatırası anahtarlık sen beni bir zenci konserine davet ettin fransız olmuş bir araptı söylediği yarı ispanyolca rapti ben unutmuştum Orduda dereleri tanıştık kaynaştık muhabbet filan Marakeşten gelmişti dedeleri unutmuş ama hepten oraları hey Bonaparte meydanı aşksız yalnızların meydanı dur desem orda zamanı durdurur muydun Bonaparte meydanı parasız şairlerin uğrak yeri elinde koynunda bisküiler vardı Dede gibi güvercinler bulmuştun Belmondonun bir filmine götürdün eski hayranıydık yetmişlli yılların yıllanmıştı benimde yıllarım sinemada soba yoktu üşümüştük kaç gün kaldık fransada sene ikibindi milenyumdu tıp dedin gözlerini yumdun tıp fakültesi yarım kalmıştı metroda tam yedi saat uyudun Bonaparte meydanına yağmur yağdı fena ıslandık zenciyle beraberdik yolda ıslıklandık çıkmadı içimizden şair kalantörlerimiz kendi kendimize hayıflandık hey Bonaparte meydanı beni böyle neden şair başıma koydun tek kelime fransızca bilmiyordum keşke gelmeseydim Bonaparte meydanı sene iki bin cebimde beş frank ve le monde gazetesi bir bankta oturdum mektup yazdım okunmayacak şiirimide vay be birde mistikdim öyle mi sakalım vardı yeşil çıkıyordu Fransada türbe aradım bulamadım önüme kiliseler saintler çıkıyordu Bonaparte Meydanı güzel yerdi be şiirimi yazdım hiç kimse anlamadı be tişörtüm ıslandı ben zaten ıslandım Marsilyda limanda bari dur be yazma artık şu şiirleri oğlum Bonaparte meydanı senin gibi onuda bırakmış metroda afişleri İstanbulun son durağında indim istasyonun..... |