Âşık yanar, mâşuk bilmez...
Her gönül yazar da bir güzele
Güzel, okur mu hiç yazılanı… Leylâlar, Şirinler işinde, iştigalde Nasıl duysun kalemin çığlıklarını… Kimisinde mektep hayâli Olmak için güzel yerlerde… Kimisinin gözünde başka biri Çekmiştir dünyaya perde… Bizim şaşkın âşık da yazar durur, Ağlar durur, gürler durur, biçâre... Bu acıya ne kale dayanır ne sur Gönül kendine yangın, kendine pervâne… Geçer diye kandırır zaman, âşığı Aldanır hemencecik, ne bilsin gariban… Şifân orada deseler, aşar dağı taşı Her gördüğü çiçekten sorar derman… Sümbülü, lâlesi, menekşesi… Kim “dermanınım” dese, oraya koşar. Bir de gül var ki çıkmaz sesi, Onun derdi zaten dağları aşar… Âh akılsız oğlan, âh… Pes et haydi… Zindan ettin hayatını, bir mağrura… Adın gibi biliyorsun o güzeli Adım vurmaz, serilsen de yoluna… Âh şaşkınım, âh… Aşkın kıvılcımı kül eyledi seni, Dikenlere düşürdü, gül eyledi seni… Âh âşığım, vâh âşığım… Attîla Edri |
Nazdan vazgeçen bi maşuk çıkacaktır yoluna