BEYEFENDİLER YALNIZCA YAĞMURDA DANS EDER
Bana kalsa kaldırımlara düşen yağmurdan farksızdım...
Sokak lambaları en kıyak dostlarım olurdu Senin gidişinle. Herhangi bir şarkının bir kuplesi ni mırıldansam; Ben Brigadoon, gibi izleyicileri kendime hayran bırakırdım! Sen ise Amerika’nın Paris’te kaybolmuş aşkıydın, Yani benim aşkımdın... Çekip gittin ve ben, seni bulamıyorum. Hz. Süleyman’ın kayıp hazinesine karıştığından hiç kuşkum yok... Ya da bir Tutankamon, olmalısın sen Yıllar sonra karşıma çıkacak olan. "Mavi ladin gibi bir takıp elbise içinde duran şu adam da kim?" diye, fısıldaşan iki hanımefendi geçti yanımdan. Sahi ben "Mavi ladin miydim?" Keşke olabilsem. Her yer loş mavi ve sarımtırak ama senden yoksun olunca,yine de istemezdim. Bu melon şapkama küçük gölcükler için çalışan yağmur misafirleri neyin nesiydi? Ama her bir damlaya bir merhaba demeliyim, Çünkü bana eşlik edip, senin gözyaşlarını Özenle taşıyorlar onlar ,hem de en uygun yere -başımın üzerine- -Biraz aşağı in,sola dök içini desem- çok afacan Dennis, olurdum herhalde. Ama benim bir hayalet gibi sokakları aşındırmam gerek, Çünkü hala sen gelmedin, ve bu yağmurlar sürekli üzerimde çalışıyor... (Meral Meri) |
Tebrik ederim Meral hanım.