Çın
Çın, çın, çın.
Çın akşam, çın ayaz, çın sabah. Üç kişilik bir dünyada üç hayat; Yalnızlık, mutsuzluk ve umutla kucaklaşmak. Gemlik’te bir öykü sofrasında 1950’li yıllar konuşulurken; İncecik, esmer bir zeytin deniz kıyısında güneşleniyordu. Çın, çın, çın. Çın akşam, çın ayaz, çın sabah. Üç renkle bir mısra yazılıyordu; Özgürlük, aşk, ve kederle boğuşarak... Şarap tadında, çay renginde, limon kolonyası kokusunda bir haykırış omuzlarda salınıyordu. Çın, çın, çın. Çın akşam, çın ayaz, çın sabah. Mendiller elde, eşyalar yerde, türküler dilde ve martılar gökyüzünde süzülüyordu. Ağıtlar yakılıyor, özlemler artıyor, hayatlar birleşiyordu. Çın, çın, çın. Çın akşam, çın ayaz, çın sabah. Meral Meri /Söğüt Ağacının Gölgesinde / Çın |