ENKAZ
Bir sevdanın enkazını kaldırıyorum şimdi
Yakıp yıktığın, viraneye çevirdiğin bir yüreğin. İstediğin oldu işte, kavuştun bensizliğe Bir alacaklı gibi dayanıp gönül kapıma Neyim var neyim yok aldın gittin; Sanki çok şey vermiş gibi bu aşka. Uçsuz bucaksız Konya ovalarına sığmazdı da sana olan sevgim, Sığdırdın bir uğursuz hoşçakala. Sensiz kaldı şimdi bozkırlarım Yağmursuz ve susuz. Sararıp solan otlara benzer şimdi yüreğim. Benim çaresizliğimle yeşerir bu ovalar, Umutsuzluğum sular buğday başaklarını Senin soğukluğunla serinler sıcak haziran akşamları. Ama bil ki güzelim; Biz alışığız susuz, yağmursuz kalmaya, Hor görülüp, terk edilmeye… Nice imparatorlukları bağrında saklayan topraklarım Emin ol ki, senin aşkını da sığdırır, Senin vefasızlığını da vurdumduymazlığını da gömer. Bana düşense güzelim bu sevdada Gömüp gitmek olur geride bıraktığın bu ruhsuz bedeni… İBRAHİM ÖNAL |