DÜĞÜN
Gördüğüm en güzel düğündü
Damat yakışıklı kız en güzel gelindi Dizlerini döven kadınların dediği gibi Sahi yoksa onlara nazar mı degdi Damat Cuma namazından tekbirlerle geldi Gümüş tepsi içindeki bayrak Terastaki direğe çekildi Tepesine de bir kızıl elma dikildi Bahçeye hazırlanmış masalarda Yemekler yendi Gece boyu havai fişekler içkiler mezeler Sınırsız servis edildi Devliksi gün damatlıklar hamam da giyildi Düğün kâhyası en önde Bin zahmet pür dikkat İşinde mahir konusunda bilgeydi Kız evinde çeyiz gezildi Kına yakılırken akşam Orta oyunları oynandı Deve yapıldı Bir an yalnız kalan damat kaçırıldı Fidye olarak alınan koç Kesildi pişirildi konuklara dağıtıldı Çifte davul çalındı Vuslata yaklaştıkça Aygün’ü heyecan sardı Yerine getirilen her adet ayrılığı tüketen adımlardı Uzun konvoylardan oluşan Gelin alayı geldi kapıya dayandı Annesi usulen ağlıyor Ağabeyi kardeş kuşağını bağlıyordu Babasının gözleri nemli Dudakları mırıl mırıl dua okuyordu Damat evi oldukça kalabaydı Aygün gelin arabadan inmedi Kayınvalidenin hediyesi beşi biyerde idi Yavaşça kulağına eğilip gelinin Yüz görümlüğünü sakın unutma dedi Gelin şimşir kaşık kırdı Damat balkona çıkıp çerez savurdu Aceleyle inip gelini kucağına aldı Başını yavaşça üst eşiğe vurdu Gelin hanıma bahane Sıkı sıkı sarıldı Bir alkış bir gülüşme bir coşku Ve patlayan silahlar silah seslerine karştıahlar İnledi tan inledi can Sanki donmuştu acıyla zaman Hedefsiz bir kurşuna Aygün’dü hedef olan Gelinin kolları damadın boynunda asılı kaldı Aygün en mutlu gününde Sorumsuz bir elin aldığı candı Annesinin ağıdı acıyla yankılandı Yüreğim yanıyor komşular aman Nerede bulayım derdime derman Al kanlar içinde yatıyor sunam Muradı gözünde kalan kuzum oyyyy Elinin kınası yunmadı daha Bayrağın direkten inmedi daha Sen öldünde anan ölmedi daha Muradı gözünde kalan yavrum oyyy Evini de bin hevesle donattın Doymadan bırakıp nereye gittin Nişanlını kime emanet ettin Muradı gözünde kalan nazlım oyyy |
harika bir anlatım tebrikler vesselam.