İKİLEM
Saati beş vakte kurar
Islak elleriyle nabzımı tutardı Ulu çınar gölgesinde serinlerken ben Kulağıma Çanakkale dolardı Kırmızı başlıklı kız masalını bilmezdi ninem Sunduğu resimin yiğit pozu var Birde madalyonun öte yüzü var Vaftizi utanç Afarozu ölüm Ciğerinden asılmış Kibele Hortumlar bağlanmış gözbebeklerine Ayrık otları göversin diye Bir damlaya şerhalanmış dudağım Nehirlerim kan çağlamakta Yedi cehennemden kor taşınmış yüreklere Taşıyanın ellerini yakmadan Cüzdana sığdırılmış mızrak Fahişelik belletilmişThemis’e Goya’nın fırçasından bir cinnet mi bu resim Kiminleydi bu savaş Hangi kutsallar için eğilmişti Sunağında düşen baş Nice kınalanmış körpe kuzu var Birde madalyonun öte yüzü var Sus artık sus Lahzamı yakan hıçkırık Yeter çıldırtan nöbetlerinde boğulduğum Neden kifayet etmiyor musalla da can bulduğun Kabuğuna sin Öfken dinsin Ya da olacaksa faydası öfkelen İkilemler çarpıştıkça us’la çıkarsan sen Anlat Değil sagular kanını da kat Kaç figanda çatlar yürek dene Yanağını ıslatan ter Yatağına olmayacaksa bahane Hangi em Hangi çare Her çentikte ne amansız sızı var Birde madalyonun öte yüzü var Bekle dur Çıkış yok her yön duvar Bir çakal bir çakal daha diye Yaptığın hesap neye yarar Akrepler beslenirken yüreğinde Nöbet tutan şahmeran var Karıncayı örnek bil de Emanetin ulaşacaksa yerine Nil’den sakinliği dile Kaç canına kalkan olur bedenin Kim anlar seni Parçalansan kaç yazar Dağ dağ büyütünce dumanını Hangi âmâ görecek Kulaklarını tıka gözlerini yum O yöreden bile geçme Yer yarılır köstebeğin gözü var Birde madalyonun öte yüzü var Utançtan bile düşmez yüzünde utanır al Yükseğe yakışmadaın düştüğün çukurda kal |
selamlar saygılar.