MUAVİYE “DÖRT” DEDİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Prof. Dr. Haydar Baş
6 Kasım 2013/YENİ MESAJ GAZETESİ Hz. Hüseyin’in yüzüne bakabilmek Elini kaldırıp yine Rabia işareti yaptı Sayın Başbakan. Ve ekledi, "Maalesef insanlık Kerbela’yı Hz. Hüseyin’i anlayamamıştır." Rabia işaretinin, zulmün karşısında direnişi gösterdiği iddia edilse de baş parmağın içeri alınıp dört parmağın gösterilmesi ile ortaya çıkan bu şekil, dört halife döneminden sonraki Emevi devletini anlatır. Emevi zihniyeti ise, Resulullah’ın “oğlum” dediği İmam Hüseyin Efendimizi, Allah’ın rızasını kazanacaklar umudu ile kandırdığı Müslümanlara öldürten zihniyettir. Hakkın batıl ile örtüldüğü, yanlışın yalanlar ile gizlendiği dönemler gördü İslam tarihi. Gadir-i Hum günü hilafeti ilan edilen, 120 bin sahabenin duyduğu vasi tayininin 3 ay sonra unutulmasına şahit oldu. Resulullah’ın Ehl-i Beyt’im dediği, Hz. Fatıma’nın Hz. Ali’nin, Hz. Hasan’ın ve Hz. Hüseyin’in ümmetin nazarında yok sayıldığı günlerden geçti. İşte, İmam Ali Efendimizin velayetinin unutturulması bir Emevi zihniyetidir. İşte, Ehl-i Beyt’in gizlenmesi bir Emevi zihniyetidir. İşte, camilerden Hz. Ali’ye küfredilmesi bir Emevi zihniyetidir. Ve masum imamları koltuk elden gidecek kaygısı ile hapislerde süründüren, can endişesi içinde yaşatan da bir Emevi zihniyetidir. Hz. Hüseyin Efendimizi, 70’e yakın ok ve kılıç darbesi ile şehit ettikten sonra, O’nun mübarek vücudunu çırılçıplak bırakan, başını gövdesinden ayıran, mızrağa takan ve bedenini atlara çiğneten de Emevi zihniyetidir. Dini, halifelik koltuğu uğruna kullanan zihniyetin ta kendisidir, Emeviler. Sayın Başbakan bu Emevi zihniyetini hatırlatan işareti yaparken, mazlumun yanında olmazsa Hz. Hüseyin’in yüzüne bakamayacağından bahsetti. Üstelik kadrosundakiler, “Biz Yezid’in yanındayız” derken… Hz. Hüseyin’den bahsederken dahi, O’nu katledenlerin işaretini yaparken nasıl samimi bulunabilir? Evet, Hz. Hüseyin mazlumdu. Çünkü 72 yareni ile çıktığı yolculukta, öleceğini bile bile Yezid’in 30 bin kişilik ordusu ile savaşmış, kanını yanlışları ikaz için esirgememiştir. Üstelik O’nun kanı, sadece Yezid gibi din ile alakası olmayan bir kişinin iktidarına kıyam değil, Sakife ile başlayan sapmayı durdurmanın tek yolu olmuştur. Şahadete yürüyeceği günün sabahında karşısındaki Yezid ordusuna bir konuşma ile Ehl-i Beyt’in önemini ve onlara itaati anlatmıştır. Bu konuşmanın netice vermeyeceğini gören İmam şu duayı buyurmuştur: "Allah’ım! Biz Peygamberin (sav) Ehl-i Beyt’i, O’nun torunları ve yakınlarıyız. Allah’ım! Bize zulmeden ve hakkımızı gasp eden kimseleri zelil ve mahvet." (Maktel-i Harezmi, c.1, sayfa 249) Mazlum olan hakkı gasp edilen Ehl-i Beyt’tir. Bugünün mazlumları da tek suçları Hz. Ali’yi, Hz. Fatıma’yı, Hz. Hasan’ı ve Hz. Hüseyin’i sevmek olan Alevi kardeşlerimizdir. Çünkü onlar tarihte Emevi zihniyetinin devamı olan çevrelerce, haklarından mahrum edildiler, sürgün edildiler ve katliamlara tabi tutuldular. İslam âleminin yumuşak karnı Şii-Sünni ayrılığı gündem edildikçe, Müslüman dünya kendini kendi kanında boğmaya mahkûm edildi. Sivas, Çorum ve Maraş katliamları halen hafızalardadır. İmam Hüseyin’i şehit edenlerle, O’nun izinden gidenlere eziyet edenlerin bizce farkı yoktur. Hz. Hüseyin’in yüzüne bakabilmek, işte bu acı akıbetin devamını günümüzde yaşayan kardeşlerimize sahip çıkmakla olabilir. Azınlıkların mabetlerini ibadethane kabul ederken, Alevilerin Cemevini bu dairenin dışında bırakmak, onlara yaklaşımda samimi bulunmamaktadır. Ya da 3’üncü köprünün adını Alevi kıyımı yapan Yavuz’un adını koymak… Açıklanan beyanlar yapılanları, Alevileri kimliğinden uzaklaştırıp, asimile etmek olarak değerlendirilmiştir. Hz. Hüseyin Efendimizin yüzüne bakabilmek, Ehl-i Beyt’i sevmekle ve Ehl-i Beyt’i sevenlere sahip çıkmakla olabilir. Bu sahip çıkış kendini icraatlar ile onlara haklarını vermekle, öteki değil, bizden muamelesi yapmakla gösterecektir. Hz. Hüseyin’in yüzüne de ancak bu şekilde bakılabilir… XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KAYNAK: Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci Bizim İleri Demokratlar, Mursi yandaşlarının Dört Parmak yani “Rabia” işaretini simge yapmaya çalışıyorlar… Bırakın bizim siyasileri, sanatçı olarak tanıtılan şarkıcılar ve “bazı” futbolcular bile bu işareti yapıp secdeye varmaya başladı. Zaten “bazı” futbolcular bile yapıyorsa, anlayın ki bu, anlamı bilinmeyen bir iştir. Diyorlar ki, gerek Kahire’de gerek dünyanın dört bir yanında darbe karşıtlarının simgesi haline gelen işaretmiş 4 parmak. “Rabia” işareti, Mursi yandaşlarının toplandığı Rabiatul Adeviye Meydanı’ndan geliyormuş. Rabia, Arapça’da 4′üncü anlamını taşıyormuş. Peki, bu işareti İslam tarihinde ilk kim ve neden yapmış bilen var mı? Açın bütün gazeteleri, yukarıdaki cümleyi bulursunuz. Gerisi yok. Muaviye bin Ebu Süfyan kimdir bilir misiniz? Emevi hanedanının kurcusu Muaviye, 657’deki Sıffın Savaşı’nda, Hazreti Ali’yi yenememiş, ancak hakemleri ikna ederek, alavere dalavere ile kendini Halife ilan etmişti. Bu dönemde Müslümanlar, Muaviye taraftarları (Sünniler), Ali taraftarları (Şiiler), Tarafsızlar (Hariciler) olarak bölünmüştü. ( sanırım aynı dinden olup da mesheplere bölünmüş ve aralarinda savaşan tek din mensuplari musluman ulkeler kaldı…) Muaviye’den yana tavır alan Hariciler ise Hazreti Ali’yi öldürmüştü. Muaviye, bir süre sonra da, Hazreti Ali’nin çocukları, Peygamberin de torunları Hazreti Hasan ile Hüseyin’i öldürmüştü. Özellikle Hazreti Ali’nin öldürülmesinden sonra Halifeliğini sağlama alan Muaviye, her fırsatta Ali’yi ve Şiileri yok saymak, dışlamak için, taraftarlarına, Dördüncü Halife’nin kendisini olduğunu DÖRT PARMAK işaretini yaparak ilan etmiş, taraftarları da, aynı işareti kullanmıştır. Bundan sonra gidilen savaşlarda da Muaviye’nin ordusundaki askerler bu işareti yapar olmuştur. Zaten “Rabia” Muaviye ailesinde takıntıdır. Muaviye bin Ebu Süfyan’ın dedesinin adı da Rabia’dır. Kureyş aşiretinin liderlerinden olan dede Rabia, torununa, “adıma uygun davran, önemini unutma” tavsiyesinde bulunmuştur. Sünni kesimin temsilcisi olduğu iddia edilen, ama ilgisi olmayan Muaviye’nin DÖRT PARMAK işareti, bugün Mısır’da, Sünni İslam’ın yılmaz savunucuları olarak gösterilen, ama ilgisi olmayan Mursi yandaşlarının, Müslüman Kardeşler örgütünün işaretine dönüştü… Dedim ya, dünyadan bihaber bazı futbolcular ve sanatçı denilen şarkıcı takımı da bunu yapıyorsa, benim gibilerine de, onların derin bilgisine inanmak düşer… :) :) :) Gürbüz Evren / Siyaset Bilimci
Lafı bırak mantık ol, mutlak aşk yoluna gir
Şefaati istesin, gönülden seçtiğin pir “Beş Parmak” el selamı, “Dört Parmak” tan iyidir Zalim Muaviye’dir, o dört parmaktaki kir. Hamsa-i Aba beş nur; beş parmaktır selamı On İki İmam yoldur, yeşil renktir elamı Ayet mutlak sonuçtur, tartışılması yasak Gadir-i Hum Hutbe’dir, “Allah” tır, her kelamı. Tam Müslüman Ali’dir; (SAV) Peygamber’e velidir Kâfirun Suresi de; Ehl-i Beyt’in selidir Salavat getir de bak; içindeki Âli’dir Karşı çıkan kâfirdir, Yezit gibi delidir. Yezit ile beş vakit kıl, İslam’dan çıkarsın sen Ehl-i Beyt namazı kıl; kıl ve pis şeytanı yen Muaviye “Dört” dedi, tanımadı Ali’yi Lanet olsun soyuna; pistir taşıdığı gen. |