Bahar
Dalları eğik ağaçlar; kurumamaya ediyor gayret,
Dolunay biraz üzgün; Üzgün, çünkü tepeler onun için bir rezalet. İsterdi ki çatılardan fırlamamak, İsterdi ki hışırdayan otların üzerinden geçmeyi, Sis dolu bir geceye ampul olmayı. Betondan tepeler utandırıyor, yoruyor dolunayı. Sonbaharın yaprak hışırtılarını duydunuz mu? Kulaklarımda duymuyor galiba doğru düzgün. İşitmeyen beynimden, görmeyen ağzımdan; Susmak bilmeyen gözlerimden bihaberim, Benden gitmek isteyen bir ben var; Ne savcıyım ne avukat, Ne boşar nede evlendiririm. Deniz kıyılarım ne kadar kirli, Sonbaharı göremeyen beni bıraksak mı? Bu adam bende tutsak mı? Sonbahar yok ki etrafta; Etraf beton, etraf zift, duvar kenarları rutubetli, Baharları ölmüş bu şehirden kaçsak mı? |