Git...
git,
ömrümden aldığın ömürler kadar uzaklara git. hoyrat rüzgarlarla savrulan küllerimi çiğneyerek uğruna talana uğramış yakıp yıktığın, yüreğimden çık git. belki de bir gönül serüveniydi. derin koyaklarına saklanmış ırmakların korkularına yenik düşmüş yüreklerin yarım kalmış hayalleri kadar uzaklara git.. olmayacak dua, yeşermeyecek filiz kırık kanadıyla uçamayacak serçe menziline ulaşamayan bezirgan misali içimde bıraktığın umutsuzluklar kadar uzaklara git.. herşey bir yalandı, ipek atlaslara sarılmış gözlerimdeki umut ışığı, ruhumdaki sevecenlik kadar omuzlarıma yüklediğin yük, içimde açtığın uçurumlar ve seni sevdiğim kadar uzaklara git.. git, ömrümden aldığın ömürler kadar uzaklara git... |
bir satır uzağa düşülemezken.. ne kadar büyük bir laf...
ve git derken nereye kolay mı öyle gitmek diyebilmek..
peki gelenler gel demeyle mi gelir de git demeyle gidilsin...
yüreğin konağından atılmadıkça gitse ne yazar ki...
yine kaleminden güzel bir şiir düşmüş biz okurlarına saygılarımla kutluyorum şairi