YELKOVAN
Kalemler kırıyorum işlenmiş suçlarımdan
Zavallı bir akşama uyanıyorum yine Korkuluklar titriyor yorgun avuçlarımdan Torununu özlüyor sılada babaanne Kalemler kırıyorum işlenmiş suçlarımdan Görünen ne gecedir ne de sabah yıldızı Beklerim yağmurunu hazan rüzgarlarının Yarım kalan dostluğa uğurlamışken yazı Öfkelerim küllenmiş umuda gebe yarın Görünen ne gecedir ne de sabah yıldızı Selamını postalar güvercin yuvasından Bir tılsım kalır geri bir de sevda şarkısı İsteyen aşkı çoktur hem de bedavasından Vurdu yine gönlüme sözlerinin yankısı Selamını postalar güvercin yuvasından Habersiz hülyalarda besteler kuruyorum Yalnızlığın gizlice tutarken ellerini Durulması gereken yerde hep duruyorum Estiriyor kaderim tatlı sert yellerini Habersiz hülyalarda besteler kuruyorum Attığım adımları sayarken akşam üstü Duygularım pervasız sebepler zincirinde Şefkatle beslediğim dostlarım bana küstü Ne onulmaz yaradır kanayan şiirimde Attığım adımları sayarken akşam üstü Bahar, sonbahar derken eksiliyor ömrümüz Kaç bestemiz var acep insanlığa yakışan Kiminin hanesine cemre düşmedi henüz Kiminin çatısında bir cümbüş, bir kehkeşan Bahar, sonbahar derken eksiliyor ömrümüz Çözelim ilmek ilmek sırlarını hayatın Bir ömür geçirelim peri masalı gibi Sevdalısı olalım gökteki saltanatın Bizi hasretle bekler tüm mülklerin sahibi Çözelim ilmek ilmek sırlarını hayatın Kaçıncı uyarı bu, bu kaçıncı affediş Yine de aldırmıyor yelkovanlar akrebe Sis çökmüş yokuşlarda ne tırnak kalır, ne diş Azıkla dolsa bile yama görmemiş heybe Kaçıncı uyarı bu, bu kaçıncı affediş Çaresiz zindanlarda sabrı bileyliyorum Gecenin sarhoşluğu sinerken kalemime Yerli yerinde her şey, benim kendimle zorum Yıldırımlar beklerken sen düştün alemime Çaresiz zindanlarda sabrı bileyliyorum Boşa gitmesin diye seni yazdım her ana Taptaze bir sevgiyle sözlerimi yıkadım Nedendir bilemedim ben de düştüm sevdana Ansızın haber gelsin sana ermek muradım Boşa gitmesin diye seni yazdım her ana Artık ne gam barınır yürekte, ne de siyah Eğer sen diye diye tatlı canı verirsem Çok değil istediğim sadece akşam, sabah Pervane gibi yanıp bir mum gibi erirsem Artık ne gam barınır yürekte, ne de siyah 12 ekim 2005 |