CAN ÇIRASI
iklim;
ruhumun pergeline serilmiş kilim.. gahı beyaz boyalı atlas, gah haki yüzünde gölgesiz durulmaz... urgancı!.. biraz soluklan, bu kan ter içinde kalmışlığı,gözlerim kaldırmaz!.. kurtulmak ne mümkün; düştüğümüz kuyulardan, gahı ipin yetişmez,gah kollarım kavuşmaz... penceresi dar gönlümün; cenderesi yar,ömrümün!.. dilediğin çöle sal; zerre kadar ,mecnun olasım yoktur inan!.. yusufu bilmem,züleyhayı tanımam; bin hicran gördümse de, bir hicret bilmedim.. hep ahkam kestim kendimce; eyyüp gibi bedeller ödemedim.. falcı!.. ellerim açık, yollarıma da çık; bilmek ne mümkün, bildiklerimizi yaşamak sürgün.. gahı unutkanlık perde olur,gah acelecidir son hüzün... en gerisi har; yollarımın son debisi yar,sularımın... sor!.. dilinle değil sadece; bakarak, yakma beni, göz yaşlarımı azdırarak.. kapatıp, gözlerini biraz durarak; sor ki hangi güneşler doğuyor ayrılarak!.. müjdeci!.. bir salkım kopar bağından,tatlı mı tatlı; müjdele bağbozumunu, sözleri en girift hatlı.. beyaza bürünmüş de gidiyor eli sancak tutan atlı; ne olur gülümse, giderken ben ne olur gülümse ey elma yanaklı... kandırası var yarimin, can çırası yanar serimin!... |
Yüreğine kalemine sağlık üstad
Yüreğin susmasın
__________________________________________Saygılar