Umut Kervanı
Umut biriktiriyorum sana, umut!
Hani düşlerinin rengi, pembe bulut? ’Lût’ değilim; hadi yâr, elimi tut! Ya rüyâlarına koy beni, Ya da unut! Bir sıkımlık kurşun değil mi, barut? Ey Menat - isyânıma hazır kurt! Hangi yurt, çengidir kışlarıma? Ya kor et sevdâmı, sinene Ya da kurut! 01-04.11.2013 |
Orhan Tiryakioğlu....Sadece Tiryakioğlu değildir....O bildiğimizden öte aynı zaman da , sanatında bir oğludur.
Sonu oğlu diye bitenler benim hayatımda ekseriya uç noktaların insanları olmuştur....Onlar hep kalın edebiyatla bürlenmiş ağır kişilikleri oluşturmuştur...Bu vesileyle iradelerini ortaya koyduklarında daima enfes bir zerafet le birlikte, taviz vermez vakuriyetlerini de yanlarında getirmişlerdir....İşte oğullarla tanışmam da ilk bunları müşahade etmiştim...
Evvel zamanda Sevgili Ramazan bir sır perdesinin ardında gizliydi...
Lakin sevgili Orhan Çift kat perdenin ardında sanki görünmez bir zırhla,ve kendine has müphemlikle sadece göz kırpar nitelikteydi....Tahlili zordu...Dikkat edilesi özellikleri vardı...Kalemini eğilmez bir şekilde ustaca kullanıyor,hatayı hemen farkediyordu....Sanki biraz da tehlikeliydi...Biraz korkutucuydu....Biraz mağrurmuydu ne... İşte bunları tadımlaya, tadımlaya koca üç senemi geçirdim ben onunla....Bazen mesafeliydi ama "Abicim" dediği anlarda da, tadından yenmiyordu....O zaman sevinç doluyordu...Sanki ekstra bir yakınlaşmanın ,sevginin ve dostluğun pençesinde şeker gibi eriyen bu ruh halini müşahade ederken, edebi ciddi kimliği, çoçuksu bir sempatiyle yer değiştiriveriyordu....Ben en çok buradaki ahvalini beğeniyor onun "Abicim" demesinden müthiş zevk alıyordum...Onun keremkar hali vakur katmanının altındaki sıcak yüzüdür...İşte o sıcak yüz insanda bağımlılık yapıyor...Yani kısaca ben bağımlıyım....
Saygılarımla hoş geldiniz efendim.
(Vedat Dündar 04/11/2013 14:42)