ANADOLU ÜSTÜNE I
Anadolu bu yüz yıllardır öksüz yüz yıllardır ağlar
Tanrıda küsmüş gibi yılın üç mevsimi kar Betonu görmemişler karasabanda bilirler demiri Üstü toprak evlerinin dört yanı kerpiç duvar Don tutar ektiğini üzümlere küf vurur Bakar tarlaya-bakar bağa adamın gözleri dolar Sonbahar gecelerinde yıldızsız gökyüzünden Turnalar geçer güneye katar katar Sabahın köründe kadın-erkek düşer yollara Diz boyunda dikenler parçalar ellerini ayaklarını taşlar Tam on nüfus var başında tam on delik boğaz Adamın derdi büyük başı dumanlı dağlar kadar Ne zaman gitseniz evlerine ne zaman Yine de ikram edecek bir şeyleri var Başka zaman uğramaz büyük adamlar ancak Seçimden seçime bir hal hatır sorar Siz bilmezsiniz anadolunun derdini bilemezsiniz O insanlar ne içer-ne yer-nerde yatar Doktor yok-yol yok-su-ışık-okul yok Yokluklar içinde yalnız varlıkları var Verir her şeyini verir bu memleket için Bu kadar yokluk içinde bile fedakar Ve koskoca bir kış için hazırlanan zahire Bir kaç çuval buğda-un-kuru üzüm-ceviz-nar Şükrederek yer bir kuru soğan ekmeği Verse verse bire beş verir kıraç tarlalar Mutluluk nedir bilinmez anadoluda Yirminci yüz yılda doğumdan gider kadınlar Beş on kuruşları varsa kırk düğümlü yağlıklarında Onu da doktor alır- ilaç alır- otel alır aç kalırlar Bitti sanmayın bu kadar değil söyleyeceklerim Daha var-daha var-daha vaaaaaar... Eylül/71 |
Yüreğinize sağlık.Selam ve Saygılar...