ANA RAHMİNDEN DÜNYAYA
ANA RAHMİNDEN DÜNYAYA
Ana rahminden dünyaya bakar dururdum Etrafımda sesler odamdan duyuyordum Karanlık bu odamda evreni görüyordum Ağlayarak pazara çıktım yola koyuldum Günler aylar yıllardan ardın sıra giderken Bu kainat evreninde doğa ile büyürken Vadiler pınarlardan nehirlerden aşarken Yüreğimin sesini ruhumun akışını dinlerken Büyüdüm hayatım geç olmayacağını bilirken Dünya evreni güzelliğine nazar ile bakarken Yavaş yavaş kaderi alın, yazıma şifrelerken Hayat ile bulunduğum zamana bütünleşirken Artık büyümüşüm dünyaya başka bakışım Hayal değil gerçeklere ruhum ile akışım Doğa bana ben doğanın özüne dalmışım Yeryüzü bana oldumu sevgi ile yoldaşım Bir pınar başında oturup derın düşünürken Yorgun kalıp uyku dünyasına dalarken Karşımda bir ağaç masum hali ile bakarken Ağaca sordum hayatını bana anlat derken Ağaç başlar önce bir çekirdek var olurken Daha sonra rüzgar eser toprağa düşerken Ana madde toprak olunca hayat bulurken Kabuğumdan çıkarak yeryüzünde biterken... Önce bir fidan oldum her sene büyüdüm Sonra dahada gelişip dal budak oldum Yaprak yaprak açarak meyveye döndüm İnsanların sofrasına gelipte taam oldum Düşünen insan için evrene bakıp ibret bulsun Bu mekanda Rabbimin verdiği emirle yürüsün Bu alemdem öteki aleme iman ile yürüsün Mevlam verdiğin nimete hamdü senalar olsun Dünya güzelliğine dalıp ahireti unutmadan Hayat yolculuğuna yalnız kalmadan Yüce mevlamın huzuruna imansız varmadan Huzurlu yaşamak istiyorsan şeytana uymadan Dost güzel söyler Al dostunun nasihatindan.. ENVER ÖRSOĞLU |
ana rahminden dünyaya gelende
yeni tırtıllanır teze gız olur
üç yaşından beş yaşına varanda
goyma gomşulara o bir söz olur
güzel olan beş yaşından öğülür
yeddisinde gonca gülden sayılır
sekgizinde hilal gaşlar eğilir
vechi bedirlenir humar göz olur
dokkuzunda tarif gelir methine
on yaşında miner angın atına
onbirinde dolar şişe etine
cismi billurlanır emlik kuzu olur
onikide gerdan gırar sallanır
onüçünde güneş yüzü allanır
ondördünde cigaları tellenir
her bir azasında yüzbin naz olur
onbeşinde likap altta beslenir
on altıda adı şanı seslenir
onyedide elçi gelir isdenir
mezet bulur müşterisi yüz olur
onsekgizde ener yar otağına
ondokguzda girer gelin çağına
yirmisinde bülbül gonar bağına
açılır bahçede güller yaz olur
yirmiüçde sucalanır cemali
yirmibeşde bular her bir kemali
yirmi sekgizde kethudadı demeli
zehmi ehillenir hoş mizac olur
otuzunda doğru söyler lisani
otuzbeşde heç incitmez insani
gırh yaşında her sevdadan usanı
zayıflar derdinnen eti az olur
gırhbeşinde söyler gizli sırrını
ellisinde gözden salar erini
ellibeşde nene deyer torunu
toylar mutbağında hep aşbaz olur
altmışında zaya geder emeği
altmışbeşde heç yeyilmer yemeği
yetmişinde geyer keten köyneği
entarisi çitden donu bez olur
yetmişbeşde var ahlını yitirir
seyseninde azıları batırır
seysenbeşde bilmez gönül hetiri
söyer gomşulara hep küs olur
Şenlik dohsanında söyler işleri
dohsanbeşde çıhar guzu dişleri
baş yastığı olar ocah daşları
tüsdü vurar ver endamı his olur