ÇOCUKLARDAN UTANIYORUM
Gökyüzü açık/güneşli bir sonbahar
Öğleden sonra /saat dört’e beş var İblip’in halk pazarı/kalabalık Meydanın yorgun yüzü/kaldırımlar Çocuk heryerde çocuk/ordan oraya koşuyor Birden sirenler çalıyor Meydana terk edilen/terlikler Korkunun nefesi/enseme üflüyor Meydanın ortasında/patlayan bomba Kulakları yırtacasına/ağır çekim bir filim Kaçışanlar arasında/yanlızlık Bilmem kaç kez izledim/geçiyor aklımdan Ellerinde silahlar/duvarı siper yapan milisler Günler önce bombalanmış aracın/altında izliyorum Olup bitenleri izlemek ne kadar acı verir/bilirmisin Kadınların/çocukların/çığlıkları meydanda Şehrin duvarlarında yankılanan feryatlar Dehlizlere akan kanın/kızıl köpük rengi Dehşetin iğrenç yükü/sırtıma var gücüyle basıyor Ve çocuklar ağlıyor/ölürken Dünyaya gelirken/ağlamaları gözlerimin önünde İnsanlığın bitişi/saniyeler içine sığıyor Fakir mahallesi/ sefalet urbası sırtlarında/aciz bakışlar Dehşetin bütün çirkinliği/çırılçıplak yağıyor şehre Kuyrukları bacak aralarında/eyri buyru koşan sokak köpekleri Kucağımda/mazlum çocukların cansız bedeni/kan kokusu sarıyor İnsanlığımdan utanıyorum Korkmuyorum ölüm senden/çocuklardan utanıyorum Tezekten/çamurdan/topraktan yapılmış dünyanın penceresinden bakıyorum. Gökyüzü açık güneşli bir sonbahar Hazan Mevsimi Gönlümün Adı Beni soracak olursanız Nefes almak yaşamaksa YAŞIYORUM... |
keşke herkes üzerine düşeni yapabilse
ki yavru kuşlar ölmese... :(
dostça...