GEL DESEN,GELİRDİM
fırtına koptu
şehir korktu,sen yoktun fenerinde ışık yansa yol bulur limanına gelirdim. gidişin ihanete varış olmamalıydı saklı suç üzerime kaldı. bileklerimi sıkan kelepçeler şehrin yüzü yağmurlu kaldırımlar ıslak artık. bilmiyorlar nasıl ıslandığımı gri rengi yüreğim susuyor dışarı atıyorum kendimi. intihara yakın sesin iniltisini duymak istemiyorum. oysa;gittiğin kadar uzaktın bıraktıklarınla kaldım. sabah bir kuytu köşe uykumun derinliğinde yürüyorum. gel diye bilme ihtimali devrim çığlığı sokaklarında sesini yitirmiş bekliyor. yürek bu paylaşmak istiyor onurlu yaşama yalanı,parçalanıyor nicedir;söylemediğin sözler aklıma yapışıyor. kabullenmek yalan olsa dualarım kısık gözlerimden akıyor. gökkuşağı çıkar umudu hala yüreğimde var. gözler gökyüzüne bakardı belli belirsiz utançlarım aramaklı emanettin hatırası vardı. sitemin acı güllerini tutan ellerim kanıyor. ah bir dönsen yada gel desen, varsın yalan cennet ihbar ihaneti olsa ne çıkar. her sabah,dert gecesi karanlığı çökse kabulum. sen bilmesen de olur dedirtiyor. belirsiz bir gülüşse,yalanı mutlu eden bak yüzüme ama sen yalan ol,yeter ki gel, emaneti korudun mu diye sor, cezalarını çiğ tanesi sayarım. bilirmisin gözlerin bedenime dokunduğunda, yüklediklerin içimde kalmış. bak şimdi filizlenen diz boyu çiçekleri sarmaşıklar dolanmış. akşam oluyorsun, sabahın tan vakti güneşi içime dolarken, acılarımı yeni bir güne ekliyorum. iki kapı arasında kalmak ne demek bilirmisin açmak zorken kapamak ölüm bana. terbiyede oluyor insan öğrendikleri acı olsa da sen geç dediklerin aklıma erken geldim anlamları beni sana bağlayandı. yanıma aldıklarım gözlerinmiş hak ettiklerim son usta çırak ilişkisi acısı. içime düşen çaresizlik keşfini bekleyen bir söze teslim olmuşken yelkovan akrebin merkezinde dönüyor. dön gel demek,zamanı geri döndürüyor, Yanımda olsaydın,bilindik süreçin adı zaman geçiyor olsaydı. nakarat bölümleri kalsaydı.gel demek kadar zor seni sevmek biliyorum. söylenecek çok şey vardı,gittin yitirdiklerime bir yenisini ektin. muma üfler kadar basitti nefesin gecemi,karanlığa mahkum ettin, kal desem kalırmıydın. görmedim gittiğini karanlıktı ne yazık. oysa gözlerimi kapatmıştım,olmasın sana ayıp. artık doğmasın güneş,görmesemde olur. gözyaşlarım karanlığa alışıyor gidişin elveday’dı,içimdeki acı ne garip. dün ayrıldık;eskidi,yoksa biz çok eskiden’mi ayrıldık hak etmediğin cümleleri kurmak kolaydı,şimdi kelimelere yazık. beklentilerimin içinde bir tek zaman kavramı yoktu, senle yaşam ömrüme ömür katan zamana katık’tı mesafeleri aramıza koydun da ne oldu şimdi sana gidiş biletleri alırdım,dönüş bileti çıkardı, uzak değildin aslında,bir bilet kadardı mesafeler. sitemlerim sana değil o az dediğimiz kadermiş mesafeler. Önemli ve önemsiz diyecek kadar BASİT’ti hayat. Kim neyi ne kadar önemsediği ile ilgiliydi yaşamak. Üzerime yapışan tüm olumsuzluklar biliyorum benim değildi. Verdiklerimi alamadıklarımda kalan basit şeylerdi. Önemli saydıklarım başkaları için önemsizmiş meğer. Bir kişinin katığı iki kişiyi doyurmaktı önemli basit değer. |