GECE
Kağıtta kaleme KAN/dı.
Aktı boyası dökülmüş nem bulaşmış gözlerden. Büyüdüğünü biliyordu,adam. Tek başına yaşarken hiç korkmuyordu gecenin zifrinden.. Babadan kalma kendine yetecek bir göz evi vardı işte. Nede çok hayalini kurmuştu gece saçlı kızın o eve geleceğini. Pencereler eskiydi ama önemli değil boyarım pervazları derdi kendine. Herşeyini geceye bağlamış,gündüz sadece hayat akışıydı ona. Musluğu bile akıyordu,gözleri,gönlü gibi.. Mutluluğun zamanı gelmişti. Ve o hain gece; Düştü birden boylu boyunca,burnu kanadı. Sabah düştüğü yerdeydi kalktı ve hiç bir şey yokmuş gibi yıkadı ellerini yüzünü. Öyleya akşam olsun yine hayal kuracaktı ! Nerden bilebilirdi !! Amansız hastalığın pençesinde olduğunu. Artık yüreği ve hayatı yorgun bu adamın hiç bir şansı misafir edecek derli toplu bir evi yoktu.. Zaten tahtadan olan pencere çerçevelerinide boyamadı.. Yaşarken bir renk bile göremedi. |