Dilenme!
Bir kahve köşesinde beş parasız,
Beş yoksa dört var; lakin dörde çay yok, Ceketim de yama; Bak hele yamam kusursuz. Birde simit gerek, yarımda olur, Susamları çay tabağının yanından toplarız; Çayım mı olmuş, sıcacık, inanmam, inanma! Ellerim dolaşır cılız belimde, Yırtılmış ceketim sarıldıkça ısıtacak, Dört paraya da olur dedi kahveci; Çayım önümde, İçişim, sarılışım, küçücük sobam; Dilimde, damağımda, Sıkılan bardak ellerimde kırılacak. Olmayan simidin yarımı da yok, Çay tabağının kenarlarında susamda yok. Açlık ile ruh sarsılacak, Eller ceplerde ya, avuçtaki yoksulluk; Param mı olmuş, olmasın, dilenmem, dilenme! |