Güneşin GÖZYAŞIDIR Cama VURAN Damlalar
............Kartalın pençesinde nice yalçın kayalar
............Sızdırmaz hicranını ateş karan damlalar... ............Ne dağlardır ağlayan, ne de yalçın kayalar ............Güneşin gözyaşıdır cama vuran damlalar... *** Dinle, Ey Vefasız! İnleyen nağmeler keman sesi değil, Yağmurun nefesi... İşitmiyorsa kimse, ruhundan kopan sesi; İçe çekilip susmaktan başka kalır mı çaresi? Yanmak kaderi değil midir zaten? İyisi mi, sükût içinde; Volkanlarla baş-başa kalmak FAKAT Derin suskunluklardan firar eden sorular HAYKIRIYOR: Katran karası mı çöktü gözlerine gün ortası Taktın mı sevdânın yakasına, nisyân yaftası Hani gece yarıları dar sokaklarda atılan hasret voltası; Bu kadar mı ömürsüz, bu kadar mı hatırsız... Saldı yelkenini rüzgâra; şimdilik sâkin havası Umarsızca dolaşıyor nehir boylarında, elinde oltası... * ............Çok şeyleri bilip de konuşamamak var ya ............Konuşsan da her şeyi, anlaşılmamak var ya ............Hele verilen sözü hatırlamamak var ya ............Güvenip dost bildiğin, inandığın kimseden; ............Öldürücü darbeyi sırtından almak var ya... Heba olup gitse de adım-adım, yıllarım kalsam da kara-kışta, vurgun yese dalları’m İstemem selâmını kesişse de yollarım... * ............Vefayı çaldın yere, yaptığına değdi mi ............Sürdü mü filizlerin, başın göğe erdi mi ............Sünger çektin maziye, silindi mi izlerin ............O hercai yüreğin Güneşin GÖZYAŞIDIR Cama VURAN Damlalar .........Kartalın pençesinde nice yalçın kayalar .........Sızdırmaz hicranını ateş karan damlalar... .........Ne dağlardır ağlayan, ne de yalçın kayalar .........Güneşin gözyaşıdır cama vuran damlalar... *** Dinle Ey Vefasız İnleyen nağmeler keman sesi değil; Yağmurun nefesi... İşitmiyorsa kimse, ruhundan kopan sesi; İçe çekilip susmaktan başka kalır mı çaresi? Yanmak kaderi değil midir zaten? İyisi mi, sükût içinde; Volkanlarla baş başa kalmak FAKAT Derin suskunluklardan firar eden sorular HAYKIRIYOR: Katran karası mı çöktü gözlerine gün ortası Taktın mı sevdânın yakasına, nisyân yaftası Hani gece yarıları dar sokaklarda atılan hasret voltası Bu kadar mı ömürsüz, bu kadar mı hatırsız... Saldı yelkenini rüzgâra; şimdilik sâkin havası Umarsızca dolaşıyor nehir boylarında, elinde oltası... * .........Çok şeyleri bilip de konuşamamak var ya .........Konuşsan da her şeyi, anlaşılmamak var ya .........Hele verilen sözü hatırlamamak var ya .........Güvenip dost bildiğin, inandığın kimseden; .........Öldürücü darbeyi sırtından almak var ya... Heba olup gitse de adım-adım, yıllarım kalsam da karakışta, vurgun yese dallarım İstemem selâmını kesişse de yollarım... * .........Vefayı çaldın yere, yaptığına değdi mi .........Sürdü mü filizlerin, başın göğe erdi mi .........Sünger çektin maziye, silindi mi izlerin .........O hercai yüreğin muradına erdi mi... Hani bahar idi? Yazdı Güzlerin MIH gibi çakılı durur sözlerin Belli ki perdeli, görmez gözlerin! Görür müsün acep bir gün, olur ya... // Şubat 2012 / Metanet Yazıcı === |
Yüreğine kalemine sağlık
Yüreğin susmasın............
______________________________________Saygılar