MÜREKKEP DAMLIYOR EKİMEBitimsiz başlangıçlardı yaşananlar Zehirli hançerlerlerle geldiler Sisli baharlarda Çiçeklerini çaldılar Gecelere karanlık kurşun gibi inerken Yıldızlar uzak Ay soğuk yüzlü bakardı Kandil ışığında ısıtırdı yüreğini Bozkırın ortasında yeşil bir fidan Sessiz çığlıklardı sırtlanılan Sahile vuran yosun ve tuz kokusu büyüttü yüreğini Mavi ummanlar kadar Sözcüklerin bittiği yerde şimdi Uzak düşler hayaller Kağıda mürekkep düşüyor sonbaharın ekiminde Damla damla Sorgular büyürken içinde Sahiplenilmiş bir hayatın başıboş gerçekliği İsyanı, öfkesi çörekli içinde Bir yanardağ misali patlamaya hazır Yağmurlar söndürmüyor alazı Saçak altlarında titrerken yüreği Ekime kızgın! Ya da yürek ovalarının hasadını toplayanlara Nerede benim payım Bir avuç sevgiydi halbu ki isteğim Bir de nisan yağmurları Bahar gelecek elbet bozkıra O kökleşmiş bir çınar olacak Dallarına salıncaklar kurulacak Gölgelerinde serinleyecek aşıklar Ey hayat tüm vermediklerine inat Öfkesi, isyanı, kırgınlıgı içinde Kökleri kuruyana kadar bekleyecek Odun olacak sonra Isıtırken üşüyen elleri başka diyarlarda Gülümseyecek yine… |