RESÛLULLAH (s.a.a) BUYURDU Kİ:Şiirin hikayesini görmek için tıklayın İmam Ali mü’minlerin velisidir
9 Ekim 2013 00:02 tsi/Yeni Mesaj Gazetesi İmam Ali mü’minlerin velisidir Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Benim hayatımı yaşamak, Benim gibi ölmek, Bana vaad edilen cennete girmek ve Rabbimin Kendi elleriyle diktiği dala tutunmak kimin hoşuna gidiyorsa, Ali b. Ebu Tâlib ve ondan sonraki vasileri veli edinsin” Sa’d b. Tarif şöyle rivayet etmiştir: “Ebu Câfer (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) buyurdu ki: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Nebilerin hayatına benzer bir hayat yaşamak, şehitlerin ölümüne benzer şekilde ölmek ve Rahman’ın diktiği, bahçelerle süslediği cennetlerde yaşamak isteyen, Ali’yi veli edinsin, ona uysun, onun dostunu dost edinsin ve ondan sonra gelen imamlara uysun. Çünkü onlar benim zürriyetimdirler, benim yaratıldığım topraktan yaratılmışlardır. Allah’ım! Benim anlayışımı ve Benim ilmimi onlara bahşet. Ümmetimden onlara karşı çıkanlara yazıklar olsun! Allah’ım onları Benim şefaatime erdirme!” Ebu Hamza es-Sumâlî şöyle rivayet etmiştir: “Ebu Câfer’in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum: Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Allah diyor ki: ‘Senin ümmetinden bedbaht olanların aleyhindeki kanıtımın tamamlanması, onların, Ali’nin velayetini terk etmeleri, onun düşmanlarını veli edinmeleri, onun ve ondan sonraki vasilerin üstünlüklerini inkâr etmeleri şeklinde gerçekleşir. Çünkü Senin üstünlüğün, onların üstünlüğüdür, Sana itaat, onlara itaattir. Senin hakkın, onların da hakkıdır. Sana baş kaldırmak onlara da baş kaldırmaktır. Onlar Senden sonraki doğru yol önderleridir. Senin ruhun onların içindedir. Senin ruhun ise Allah tarafından içine konulmuştur. Onlar Senin yaratıldığın topraktan ve Senin ıtret (zürriyet)indendirler. Senin etinden ve kanındandırlar. Allah Azze ve Celle onlarla ilgili olarak Senin ve Senden önceki peygamberlerin sünnetini uygulamıştır. Onlar Senden sonra Benim ilmimin bekçileridir. Bunlar Benim üzerimde haktır. Onları seçtim, Kendime has kıldım ve onlardan râzı oldum. Onları seven, onları veli edinen ve onların üstünlüklerini kabul eden kurtuldu.’ Cebrail, Bana onların ve babalarının adlarını, onları sevenleri ve üstünlüklerini kabul edenleri haber vermiştir.” Câbir el-Cûfî, Ebu Câfer’den (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle rivayet etmiştir: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Benim hayatımı yaşamak, Benim gibi ölmek, Bana vaad edilen cennete girmek ve Rabbimin Kendi elleriyle diktiği dala tutunmak kimin hoşuna gidiyorsa, Ali b. Ebu Tâlib ve ondan sonraki vasileri veli edinsin. Çünkü onlar sizi sapıklık kapısından içeri sokmaz ve hidâyet kapısından dışarı çıkarmazlar. Onlara öğretmeye kalkışmayın; çünkü onlar sizden daha bilgilidirler. Ben Rabbimden onlarla Kitabın, havuz başına geri dönünceye kadar birbirinden ayırmamasını istedim. İşte böyle -Peygamberimiz iki elinin işaret parmağını birleştirdi- o havuzun genişliği San’a ile Eyle arası kadardır ve içinde yıldızlar sayısınca altın ve gümüş kadehler vardır.” Fudayl b. Yesar şöyle rivayet etmiştir: “Ebu Câfer (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) dedi ki: Allah’ın (Azze ve Celle) rahmet ve huzur meltemi, zaferi, yardımı, kurtuluşu, bereketi, kerameti, bağışlaması, affı, kolaylığı, müjdesi, hoşnutluğu, yakınlığı, yardımı, egemen kılışı, umudu ve sevgisi Ali’yi veli edinen, onu imam edinip düşmanlarından uzaklaşan, onun ve ondan sonraki vasilerinin üstünlüğünü kabul eden kimse içindir. Onları şefaatimin kapsamına almak Benim üzerimdeki bir haktır. Onlarla ilgili olarak Benim duamı kabul etmek de Rabbimin üzerindeki bir haktır. Çünkü onlar Benim tâbilerimdir. Bana tâbi olan da Bendendir.”
Resûlullah (s.a.a.) buyurdu: İmam Ali velidir
Nebiye benzer alim, sevmeyen kul delidir Ali zürriyetimdir, benim toprağımdandır İlim tam on parçaysa, dokuzun nur selidir. (SAV) Peygambere itaat, soyuna itaat farz Beş kişidir nur soyu, yollarını edin tarz Soyuna baş kaldırmak, Allah’a bir isyandır Şefaat yetkisi var, edilir Allah’a arz. Allah (Azze ve Celle) bir emir verdi, icrası sünneti nur Buradaki tek şeytan, pis Yezit olsa da ur Ehl-i Beyt emsal oldu, şehitler vere vere Beddua eder Resûl: Yezit’le atarsan tur. Cebrail isim verdi, baba ve kardeşleri Tüm sevenlerini de, hatta tüm kalleşleri Allah’ın (Azze ve Celle) tüm rahmeti, Ali’yi sevenlere Emanete uyanlar, sevsin nur kardeşleri. |
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾