Dayanamam
Acı bir kahve gibi, kırk yıllık hatırı vardı sevginin
Neşesi hüznüyle yaşadık Gün be gün. Kır kahvesinde paylaştık bir simidin yarısını Susamları kapışan martıları kıskandık Bizim özgür yanımızdı onlar Bir bardak çayla ısındı yüreklerimiz Çay kaşığının tıngırtısını dinlerdik müzik yerine Her seferinde Uzaktaki gemiye yüklerdik umutlarımızı ve “O” umutlarımız gemide halâ Geri döner mi bir daha? Dumanı üstünde simitlerin Buram buram hasretin kokusu yayılıyor Kır kahvesine Hasır örgülü taburede Çay kaşığının sesinde bozuluyor sessizliğim Yıllar önceden kalmış alışkanlık ve Elimde erimemiş iki adet şekerim Çaresiz baka kalıyorum Yolcu almadan ayrılan geminin arkasından Yine umutlarım umudu kesiliyor Kaç sefer bekleyeceğim gözlerim ufuklara dalarken Kaç sefer sökülecek yüreğim yerinden Kim bilir hangi baharların yağmurusun Hangi kurak gönüle sepken. Beni ve seni Yani bizi terk edip gittikten sonra Sana çıkan yollar geçit vermedi Bilirsin ne çok sevmiştim Şimdi; seviyorum desem, neye yarar? Belki bir gün… Bir gün, umuduyla yılları devirdim Bir yudumda bitirdim seneleri Zemheri yaşadım sensiz dört mevsimi. Yüreğimi buzullara sürgün ettim İçten içe her gün eridi sevdam Ziyanı yok Sesin hep kulağıma değip, teğet geçiyor ya Yetiyor bana Gecelerimin üzerine hayalinin perdesini örtüyorum Ara sıra Çekiyorum özlemlerin kepengini Yollarını kesiyorum sabahların Yalnızlığımın sırlarını vermiyorum gelen geçene Ulu orta anlatmıyorum seni Yüreğimin kapısında nöbet tutuyorum Gözlerim yorulana kadar. Benden başkası ulaşıp dokunamasın İzin verme kıyamam Kırılıp incinirsen ölürüm de dayanamam Gamze YAĞMUR 04/10/2013 Değerli Üstadım Mehmet Fikrte ÜNALAN Hocam’a teşekkür ederim… |