Mare CrisiumDerin bir sessizlikle iç çekmek midir çekinikliği hecelerin. Yangın olsa da kış gunu bir nefeste , nedir üşüten bedeni . Kaçımız seçmışız kı sessızliği bagıra çağıra ölelim ya da hangımız sevmısız kı arta kalanla . Senden zıyade bir sen olmalı ve olmuşluğunla ölmüşlüğüne çare bulunmalı bır seferde. Sen bunları bosver ruhum , elbet susarız ağlama gecelerınde. Hep bır solukta okunmalı ömrumuz. Hayatta her seye gec kalıyoruz ve bır kez daha her seye geç kalmıslığa hazırlanmıslıgımız gıbı. Bır solukta okunmalı dedım ya gec kalıyorsunuz sız, sız sıyah ellerınızle kararttıgınız , benim sığındığım katharsislerın sebebi. Gülebilmek... Bır kırıntıyla doyduğunda gölgelerin aksi kalbe katre katre ve yalnız bir yağmur damlası toprağı seyreylemekte uzun gecelerde . Yok et siyehkar bir ferle beni ve yine yok et geceyi ki gel gündüzüm ol , ısım , ıssızlığım , sızım. Çare hangi üslupta gözyaşına koşar , gözyaşı ki ardından hangi hara yenik düşer keyifsizce. Bir ona güvenilir ki ilk kurtarılacaktır ayrılıklarda nefes. Yavas yavas terk ediyor hayat paydasına ayrılık dusen beyinleri ve sonradan aklı başına gelen hiçleri , hiçsizlikleri. Yazınca okumaya değer mi denir ya kelimeler , var mıdır ki hiçbir acıyla yoğrulmamış bir ses , es. Malum sonbahar bu ilkine hasret , sıcaktır ya ilki sonuna nispet. Yaşanmaya bile değmeyen bir mevsim gibi gelip geçer insanlar bazen zaman dilimlerinden aşkın derince. Ve yaşanmaya bile değmeyen bomboş anlar gibi geçer boş yere. Hani olur ya kısa süreli gözyaşı ardından unutma nöbetleri , sen unut günü . geceyi. Bir su gibi yolunu bulacaktır keder yine elbet . Bu kez payına aynılık düşen bu şehir olsun farksızlığına gülen. Bu arada ben gidiyordum zaten kısa bir süreliğime uğramıştım kendime. Vesselam... |