Metafı Sensin Şu Bizar RuhumŞiirin hikayesini görmek için tıklayın O şimdi aşkın kıblesini metaf ediyor...
ey aşkın kıblesi; metafı sensin şu bizar ruhumun
aykarası libasını çekip yüzüne okşarsın gönül gözlülerin yüreğini pervaneler dönüyor şimdi eteklerinde vuslatı bulmanın tebessümü çehrelerinde akmış ummanlara gözlerindeki neş’e tutuşur özlerinde harlanan geçmişin ahı gözlerinde çağlayan setr edilmiş günahların vahı şimdi sükût yanıyor benim yüreğimde kanatlanıp yükselsem göklere hasret terennümleriyle kanat çırparım o geceyi imrendiren siyah rengine ah bilmem ki görüpte aşkına yanmayan var mıdır? aklını ruhunu eşiğinde bırakıp serabın da gölgelenen Beytullah deyince yüreği inleyen gözleri sicim sicim dökülmeyen var mıdır? can; iklimim kurak kaldı bu mevsim çağrılanları yolladık ben boynu bükük yetim niyet ettim duaya metafın da öleyim şimdi kurak bir zamanı devşiriyor saatler yelkovan akrebin peşinde hazan eteklerim de oysa ki;beyaz ihramlar içinde telbiyeler dilinde semadaki meleklerin eşliğinde hiç bir şeyi incitmemek kasdıyla yanık ciğerlerini zemzem suyuyla serinletenlerin var benimse afaka bakan gözlerim buğulu kelâmım da hüzün mahsun duruşumun edasında bir Hacer sancısı Sefâ Merve arasın da koşar susuzluğumun kavgası dönüp bakarım resmine hangi siyah yakışır bir başka cisme zümrüd-ü anka olup düşlerimde uçarım her gece senin şehrinde uyanır gözlerim sabah bir telaş içinde titreyen bedenimi temizleyip aşk zemzemiyle kıyama dururum bir ümit bestesiyle ayet ayet içerim niyetim o dur ki; tayyi mekan edeyim şükür secdelerine Mekke’nin türabında ereyim Şiir değil şair değer görmemiştir! tek tesellim bu, yoksa; kıble de aşk’ta metafımızdır! |