BEKLENENSen Beklemeyi bilir misin? Bilir misin, Beklemenin ne olduğunu? Bilir misin? Gökte uçan Bir kuştan düşen tüyde Arar mısın Beklediğinden bir iz. O, tüydeki Her kıpırdanışta Kıpırdar mı seninde yüreğin? Ulu ağaçlara Baktığın oldu mu hiç, Taa doruklarına. Bakıp ta Bekledin mi Bir yaprağın düşmesini. Düşen yaprağın Çıkardığı Kulağın dahi duymadığı O seste Duymak istedin mi Beklediğinin sesini. Karanlık gecelerin koynundan Doğuşunu Bekledin mi güneşin. Uykusuz ve yorgun gözlerinle Bakabildin mi o parlaklığa Göz kapakların Tüm inatçılığı ile Kapanmak isterken bile. Sen Görmek istedin mi Parlayan Güneş ışığında Beklediğinin yüzünü. Sen Beklemeyi bilir misin? Bilir misin, Beklemenin ne olduğunu, Bilir misin? Bekleyen derviş Muradına erermiş. Lafta kaldı hep bunlar, Lafta. Benim, Seni beklediğimi O derviş bekleseydi Ne muradın alırdı Ne de hayatta kalırdı. İşte böyle Beklenen. Ben beklersem Böyle beklerim demiştim sana Bir kez daha Dünyaya gelsem Yine beklerim Bilir misin? Savaş ERDEM |
Necip Fazıl dizelerinde der ki: " Ne hasta bekler sabahı, ne genç ölüyü mezar ne de şeytan bir günahı seni beklediğim kadar" Bu bağlamda, beklemektir sevmek, ne kadar bekleyeceğini bilmemektir, bir de yanında dimdik durabilmektir. Kutlarım. İçten, dolaysız. Sıcak...