SEBEPSİZDİ GÖZLERİNE DALIŞLARIMNedensiz sevdim seni.. Karanlık gözlerinde boğulmak değildi amacım yüzmeyi istemiştim ay’ın şavkı vururken gözbebeklerinde. Acı ile tanışalı çok olmuştu genç kızlığa daha ilk adım atışlarımda hemen karanlık sokağın başında beni bekliyordu yüzü öyle solgun gözleri öyle ateş saçıyordu ki korkuyla uzaklaşmak istemiştim yanından heyhat ben kaçamadan girdi düşsel koluma bundan sonra beraberiz dedi boşa uğraşma. İşte körpe bir bebeğin gözlerini o sokak başında düşürdüm yere.. Saflığımı başımın üstünde dolaşan akbabaların pençelerine teslim ettim güven zaten bu olanları görür görmez ardına bile bakmadan kaybolup gitti ömrümden. Annemin öğütlerinin, bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkma yaşını atlatamadan daha dizlerinin dibinde bırakarak bilmişllik ukalalığını giyinmiştim üstüme ve bol gelen her şeyi ben bilirim edasıyla salınarak sürüklüyordum peşimde. Bir birini geçemeyen yarış atlarıydı mavi eğeriyle duygularım kara peleriniyle mantığım hayat denen hipodromda bir yarıştır tutturmuştu toza dumana katarak yetişiyordum geleceğime korkmadan hatalarla ağırlaşan geçmişim nal topluyordu ardımdan. Sen çıktın karşıma düşler sokağında saçının rüzgarda alnını döver gibi dokunuşu içimde hazan mevsiminin hıçkırıklarını hatırlattı gözlerinde parlayan yakamozları görünce işte orada yüzerim duygusu hasıl oldu ve bu yürek işte asıl orada soldu. Ayvazım DENİZ |
gönlüne aşk yarası düşenlerin,
kaderine sevda karası sürülenlerin,
hayallerine prangalar vurulanların,
ümitleri, kör kuyularda boğulanların şiiri olsun.
Hani,
dalıp giden yitik karanlıkların gizemlerine,
bakışlarını, yokluğun kahırlarında yıkayan,
göz yaşlarını toplayan damla damla yetim sevdasının gidişlerinden,
boynu bükülenlerin,
kaybedenlerin,
kadersizlerin repliği vardır ya;
hani,
yokluklara usuldan usula fısıldadıkları;
''Nedensiz sevdim seni..''
Nedensiz sevdim...
Öylesine...
Delicesine...
Ve,
mahzun bir hikaye alır sahneyi,
gönüle düşer söz;
''Acı ile tanışalı çok olmuştu
genç kızlığa daha ilk adım atışlarımda
hemen karanlık sokağın başında beni bekliyordu''
''İşte körpe bir bebeğin gözlerini
o sokak başında düşürdüm yere..''
Hikaye bildikdi ya,
söz,
göz,
yürek başka...
Bir masum genç kızın,
ağlamasıydı aşka....
Sonra,
zaman yürüdü,
acılar büyüdü....
Dizlerin dibine bırakıldı ana öğütleri...
Koşmalar, koşuşturmalar, bir yerlere yetişme telaşları...
Hayatın dört nala kovalanışı...
Kanı deli çağların, her şeyi bilirim cesurlukları hani...
Sen kendinden emin, kendin senden...
Suç ortağı misali...
Ve,
hayatın realitesi...
Düşler sokağında rüzgar...
Rüzgarda bir perçem saç...
Bir engin deniz gözlerde...
Ve denizlerde sonu gelmeyen girdaplar...
Şiar,
noktayı koydu ya hikayeye denizde,
yeniden doğdu ya aşk...
Ve,
soldu ya yürek usuldan usula...
İşte,
bu an,
üflemek düşer bize yelkenlere bir nefes...
Ve göndermek bu sevda sandalını ürkek gönüllere...
Bu şiiri yorumlamak için tam üç saatimizi harcadık.
Nasıl şiirmiş bu şairim?