AYTEKİN GENÇ HOCAMA
AYTEKİN GENÇ HOCAMA
Çok değerli Müdürüm, Tanımazsın bilirim. Ben de bilememiştim sizi.. Bakınca, dikkatli, Anladım Dedim ki: Müdürüm.. Yıllar geçse de üzerinden, İnsanda kalan izler, Silinmiyor. Alıp götürüyor hayali, Gönlünde uzanıp giden çizgiler. Götürüyor kalbinin en derin yerlerine.. Ta küçüklük hayali bizim ki; Öğretmen,öğreten,İnsan,adam,, Anılar taptaze, Sanki dün gibi.. Ama hisler derin, bakışlar engin, Gönüller hüzünle kaplı.. Geçen yıllar, dökülen sonbahar yaprakları , Çizgiler alın terinin uzayan yolları, Ama birikimler, bir neslin geleceği kucaklayan kolları. Neydi o, gençlik duyguları o, okul yılları, Baskın platonik duygular. Yaşantı, insanın özeti işte.. Söyleyemezsin bunları, kalır içinde acısı. İfade edemezsin birikir, Kabarır içinde, Ve sonra akıtırsın yüreğinin en derin köşesine… Dağılır belki kederler, rüzgâr alıp götürür, Sevinirsin. Bulutlar, benden ödünç aldı, birkaç damla, Direndim ama olmadı… Koydum kalanları yüreğimin en güzel köşesine, Sakladım, bir gün lazım olur diye… Diyeceğim o ki: Müdürüm. Lise 1’de korkardım valla sözlünden, Eve nasıl söyleyecektim sonra bunları… Korkum vadilerden derin. Bu korku beni derinleştirdi, İçime akıttım her şeyi, kendimle paylaştım. Duygularımı döktüm yazılara, Vesile olsa da içimdeki sızılara.. Sizi görünce duygulandım. Okul yıllarıma döndüm. Sevdiğim, gençliğim, hayalim, arkadaşlarım. Bunlar benim içimde, yaşayan özüm, Omuzum da yüküm. Bazen kızgınlık olsa da içimde, Size karşı duygularım temiz, yoktur başka sözüm. Şimdi herkes kendi baharını yaşıyor, Ruhunun bir köşesinde, Bayramlık elbiseler gibi… Öyle hissediyorum, Öyle düşünüyorum. Anılar alıyor yorgunluğumu, Kendimle baş başa kalıyorum. Dağılıyor kederler… İnsan hali işte, bazen acı duysa da ruhum, Yinede sizi gerçekten seviyorum, Hatırlamazsınız onu da, biliyorum… Hakkını helal et, müdürüm. Emeğinizin karşılığı, Ellerinizden öperim… Yusuf Erdoğan |