Türü nedir
Ufalan gözlerimde kar yağıyor bu akşam
Kalabalıklardan soyutlamış kendini sokaklar Düşünüyorum...lezzet ve tat arasındaki farkı Ayrılığın yalnızlığa kondurduğu buse değil Meçhul bir şarkı. Pencere arkalarından mırıldanır bir kedi Çırpınan yüreğe gayriihtiyarî bakışında Son senfonisini çalıyor baykuş sesinde akşam Eskiye dair bakışları süslüyor... Sesinde çınlıyor keman Hesap makinem elimde artı ve eksiler Bilmediğim dili eskimiş lisan. Şairliğim tutunmuş imgelerin terasına Ters yüz yapmışım gönül aynasını Fosforlu böcek gibi uçar Konduğu dalda ısrarlı bir bakış Çöl ortasında nedir bu duman. Kar yağıyor...sesiz odanın penceresinin dışında Bir el tutuyor omuzlarımdan, Annem var işte yanı başımda Ne çabuk gelip geçmiş yıllar Israrına dayanamadığım bağbozumundan geriye kalan Sırtarır... siyah beyaz kareler Vah canım! Nedir bu ensanteler. Yine şu durakta, duran beynim Elim kâğıt parçasında, beynim çalıyor leylim leylim Omurilik hurdalığında eğrilmiş çelik ray Rüveyda’dan geriye kalmış İklimsiz bir saray. Ah gözlerim şimdi aynalarda Resmim neden böyle doluk, Böyle silik. Kumbaram boşalınca... Kalmadı dost bildiğimler de metelik Güveyi yedi yüzümü Kalmadı tükürülmeyen yüzlerde insanlık Bağım tarumar…kim yedi üzümü? |
ah gözlerim şimdi aynalarda resmim neden silik.'
nezaketini yitirmiş aşk
buza kesmiş soluğu
anne sıcağı muhtaçlığı
şarkıların sustuğu
kendinden kayan yıldız
dileksiz tutunduğu
yüreği buz
bakışı buğu...
tebrikler.