ÇİÇEKLERİN DİLİ
İlk âşık olduğumda,
On dört yaşındaydım. Çıraklıktan kaçmış, Parklara gitmiştim. Bekçiden habersiz, En güzelinden beyaz bir gül koparmış, Komşu kızı A y ş e’ye getirmiştim. Hiç korkmadan ayyaş babasından vermiştim. Hiç utanmadan gudubet anasından, ‘’ S e n i S ev i y o r u m ‘’ A y ş e’mmm demiştim. O da hiç koklamadan yere atmış, Ayaklarının altında ezmişti. Zoruma gitmişti. Gençlik işte. Beni sevmiyor diye ağlamıştım. Meğer beyaz gül ayrılıkmış. Cahillik işte. Nerden bileyim. Çiçeklerin de bir dili varmış. Bilememiştim. Şimdi kırmızı bir gül. Bir de pembe gül veriyorum. Kırmızı gül ‘’ S E N İ S E V İ Y O R U M ‘’ Pembe gül de, ‘’ G Ö N L Ü M S E N D E ‘’ demekmiş. Artık biliyorum. Şiirde Nedir ? Gudubet: ( Sıfat, İsim ) Yüzüne bakılmayacak kadar çirkin, sevimsiz. |
Hayat böyle işte...
Bazı gerçekleri, göz yaşı döktürerek öğretiyor insana.
Ama,
iyi de bir tarafı var bu üzüntünün...
Ömrün oldukça,
bir daha asla unutmuyorsun renklerini güllerin...
Ve,
ne anlama geldiklerini...
Güzel bir çalışma...
Tebessümler taşıdı anımıza...