HEY GARSON!
Hey garson! Bana bir huzur…
Yanında kızarmış yüzler istemem Ön şartlar ve bahaneler Malûm! Beynime dokunur İçine limon sıktım sıkalı Sözümün fiyakası ekşidi Eksik kalsın, olsa da hayrat Racon kesen hayta nâralarımı İyice bir ayıklat Ortaya şöyle irisinden Haysiyet doğrat Gereği yok çatalın, kaşığın Hele bıçkın delikanlı gibi arz-ı endam eden Eti benden önce tadacak bıçağın Pençelerimde kaldı nice hayat, kalbi deşilmiş Bilemezsin saf sevdasını çaldığımı Kaç âşığın Sâbittir dosyamda iflâh olmazlığım Balistikte “Cânidir” notum düşülmüş Kan dondurur aymazlığım Dumanı tüten şükür çorbanı Kepçe kepçe hamd ile Servis eder misin? “Keşke!”lerden pişmiş tövbeler Ağzıma yakışır mı dersin? Kemiksiz, yağsız, sinirsiz Hümanist bastılarınız da var mı? Ayağınızı çekince üstlerinden Ağlarlar mı? Nedir bu şişe şişe dizilmişler İçlerine ihanet konulmuş Ciğer yakan baharatlar mı? Mümkünse, sessiz ölüm Çoktan yakınmaya başlayan Tatlıma zehrini sürsün Yaprağını maktulüne bağışlayan Ruhumun hayat gülü Bırak da ecelini görsün Ne o, şaşkın garson? Yoksa bahşiş mi bekliyorsun? Haydi, öyle olsun! Mücella Pakdemir Mart / 2010 Ankara Rüzgarı yarışma birincisi... |
Kaç âşığın
Sâbittir dosyamda iflâh olmazlığım
Balistikte “Cânidir” notum düşülmüş
Kan dondurur aymazlığım
_İnan her satırı gülümsetti beni.
Sağ ol var ol. Gözlem ve uyarlama çok güzeldi Hacım.
Sevi ve güçlü kalemini yürekten kutluyorum.
Sevgilerimle.