HAYDİ UZAT ELİNİ
kapkaranlık odamda kapının eşiğinden
ışık gördüm uyandım, fırladım döşeğimden... sabah sabah sokakta bir yağmur çiseliyor Günün ilk ışıkları, şafaktan kesiliyor aklım fikrim senihamın, tebessümüyle dolu kaldırımda çiçekler, kaplamış sağı-solu çalıştırdım aracı,az ilerde atiker , önünde yaşlı Çınar yol ortasında süs için fıskiyeden Üç pınar Aklımda sevdiğim,güzelliği güzellik üstünde Allahım Sanatına övgüler, sergilenmiş Büstünde Biraz daha gaza bastım, güney doğu Yönüne En sonunda ulaştım, ben garajın önüne... Baktım seniham bekliyor, tam da vaktinde gelmiş O da ne, aman, aman, sandığımdan güzelmiş... Kıyafeti pek düzgün, hepsi yerli yerine o masmavi başörtü, yakışmış üzerine... Şaşkın şaşkın bakışla, bir süzdü beni şöyle; sorgu sual gözleriyle , tebessüm etti öyle... Üzerime vazîfe,veremeden selamı Başlatamadık tabi, böylelikle kelamı kırık dökük cümleler, dilinden dökülüyor Yüreğimin yağları, eriyip sökülüyor kalbimi kırıyor,konuşurken ses tonu niye böyle yapıyor, umutla beklerken onu Kaçamak bakışlarla bir hayli yol aldık düşünüp dururken, şirketede yaklaştık Muhabbet yok sevgi yok konuşalım bitsin bugün çözülsün aramızdaki bu olumsuz düğüm... böyle sessiz bitiğim.düşünüyorum bir çare seni çok seviyorum duramam böyle avare... |